BÜYÜK tenis yıldızlarının biyografilerine baktığımızda şunları görüyoruz: Gelmiş geçmiş en genç Grand Slam oyuncusu İsviçreli Martina Hingis, topa vurmaya başladığında 2 yaşında, ilk turnuvasına katıldığında ise 4 yaşında idi. Tenisin, bu yıl kortlara veda eden efsane oyuncusu Andre Agassi, daha kundakta bir bebek iken beşiğinin üzerine asılı tenis toplarını gözleriyle takip ediyor ve 4-5 yaşına geldiğinde günde 3000-4000 vuruş yapıyordu. Dünyanın 1 numaralı tenisçisi İsviçreli Roger Federer ilk topa vurduğunda 3 yaşındaydı. Federer'i zorlayabilen tek tenisçi olan İspanyol Rafael Nadal ise 4 yaşında başladığı tenis hayatında ilk şampiyonluğunu 8 yaşındayken yaşamıştı. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Teniste dünya starı olmuş isimlerin tenise başlama yaşına baktığımızda genellikle 3-5 yaş olduğunu görüyoruz. Profesyonel tenis eğitmeni Jeff Cooper'a göre; çok az sayıda çocuk 3 yaşındayken tenisten zevk almaya ve öğrenmeye başlayabilir. Bir kısmı 5 yaşında tenis oynamaya hazırdır, büyük bir çoğunluğu ise 7 yaşında başlayabilir. Burada en önemli kriter çocuğun dikkatini toplayabiliyor ve basit direktifleri yerine getirebiliyor olmasıdır. Tenise erken yaşlarda başlamış olmak, başarılı olma ihtimali açısından çok önemli ve gereklidir. Tenise 5 başında başlamış bir çocukla, 12 yaşında başlamış bir çocuk düşünün. Bu çocuklar 18 yaşına gelip profesyonel olduklarında ve karşı karşıya geldiklerinde 5 yaşında başlamış olan, diğerine göre 2 kat daha fazla tecrübe ve birikime sahip olacaktır. Günümüz tenisinde artık tekniğin yanında güç ve kondisyon faktörü de önemli yer tutmaktadır. Küçük yaşta spora başlamış bir oyuncu atletik vücut, spor altyapısı ve kondisyon açısından avantajlı olacaktır. Profesyonel tenis oyunculuğu uzun, meşakkatli ve özveri isteyen bir yoldur. Eğer bu uzun yolda başarılı olmak ve hedefinize ulaşmak istiyorsanız, erken yola çıkmalı, hızlı yol almalı ve rakiplerinize fark atmalısınız.