Fransız mallarını boykot tutmaz FransaParlamentosu'nun çok seçkin üyeleri, Avrupalı efendiler, Ermeni soykırımı iddialarının inkarını suç sayan yasa teklifini oylayarak, kabul ettiler. Türkiye'nin iktidarıyla, askeriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla üzerinde ittifak ederek verebileceği bir tepki söz konusu değil. Çünkü, üzerinde kafa yorup, ülkenin geleceğine ortak akılla bakabilecek bir birliktelik yok. Dolayısıyla güçlü ve ciddi bir tepki de yok. Çünkü, kendi halkına inanç ve fikir özgürlüklerini sağlayamamış, vatandaşının bugüne kadarki kazanımlarını bile çok gören bir ülkede yaşıyoruz. Durum böyle olunca, dışardan ne atsalar üzerimize yapışıyor. 'Bizyapmadık' ya da 'Bizyapmayız' dediğimiz her olay ve gelişme için günümüzden karşılıklar buluyorlar. 'Bugünbunuyapanlar,geçmiştediğerlerinihaylihayliyapar' diyorlar. Öyle ErmeniTehciri'ni yakından irdelemek için 1915'lere falan gitmeye gerek yok. Bugüne bakıyorlar. Güneydoğu'ya, Doğu Anadolu'ya, Ege'ye, hasılı tüm Türkiye'ye dışarıdan bakıldığında kavga eden insanlar ülkesinden başka bir manzara ortaya çıkmıyor. Devleti kimin, hangi yetkiyle ve ne şekilde yönettiği bile net görünmüyor. TCBaşbakanı'nın ABDDevletBaşkanı ile özel ve hatırı sayılır bir görüşme yaptığı gün, GenelkurmayBaşkanımız da Harp Okulları'nın açılışında konuşuyor. 11 kanaldan canlı yayınlanıyor. Ertesi gün bütün gazeteler de büyük şekilde, birinci sayfadan ErdoğanBush görüşmesine yakın ağırlık ve etkinlikte veriyor. Haber algısı böyle olan bir ülkenin diğer salgıları nasıl olur? BaşbakanRecepTayyipErdoğan'ın cumhurbaşkanı olup-olamayacağı yönündeki tartışmalara bakalım. Böyle bir gerginlik hangi demokrasinin bayrağı altında yaşanabilir? Eğer sistemine, hukukuna, yasana, mevzuatına, anayasana ve kurumlarına güveniyorsan, cumhurbaşkanlığı senin gündemine 'tartışma' olarak oturmaz. Puslu havayı sevdiğimiz gibi, her an karambole getirebilen, olmadık yorumlarla, yaklaşımlarla yasa yapmayı da devlet yönetmeyi de seviyoruz. En büyük kusurumuz bu. Fransa ve öncesinde 'Ermenisoykırımı' için adım atan diğer ülkelerin de böyle bir memlekete bakıp, bu kararları almakta tereddüt etmediklerini düşünüyorum. Cumhuriyetin ilk dönemlerine FalihRıfkıAtay'ın o meşhur Çankaya isimli kitabıyla baktığımda, MustafaKemalAtatürk'ün nelerin mücadelesini yaptığını iyi anlıyor ve bugün Türkiye'nin kesinlikle o yoldan saptığını düşünüyorum. Bu sebeple Fransız mallarının boykot edilmesi, Fransa'nın kılını kıpırdatmaz. Devlet olarak büyük ihalelere sokulmayabilirler, o kadar. Ama daha önemli işleri içeride, kendi devletimize ve vatandaşlarımıza karşı yapmak zorundayız. Vicdanı hür bireyler yetiştirmeliyiz. Demokrasiyi oturtmak için çaba sarfetmeli, AB yolunda sapmadan ilerlemeliyiz. Boykot falan bizim yapabileceğimiz işler değil.