Güven ortamı YüceAllahKur'anıKerim'de şöyle buyurmaktadır: "Eyimanedenler!Hepbirdenbarışagirin.Sakınşeytanınpeşindengitmeyin.Çünküo,sizinaçıkbirdüşmanınızdır"(2-Bakara208).Kur'an-ıKerim bu ayetle bizleri barış içerisinde yaşamaya davet etmektedir. Farklı fikirlere, farklı inançlara sahip insanların bir arada barış içerisinde yaşamaları, şüphesiz ki birbirlerine güvenmelerine, başkalarından kendilerine bir zarar gelmeyeceğinden emin olmalarına bağlıdır. PeygamberEfendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: "Gerçekmümin,tüminsanlarınelindenvedilindengüvendeolduğukimsedir"(Buhari,İman,1/8). Tarihe dönüp baktığımızda, bazı istisnai dönemler bir tarafa, Müslüman milletlerin kendi içlerinde güven ortamını sağladıkları gibi, birlikte yaşadıkları gayrimüslim unsurlara karşı da hoşgörüyle davrandıklarına şahit olmaktayız. Peygamberimiz kendisini ziyarete gelen NecranlıHristiyanlar'ı MedineMescidi' nde ağırlamış, Medine'de kurduğu devlette ilk yazılı anayasa olarak tarihe geçen MedineVesikası' nı yaparak, MedineYahudileri' ne a ynı imkan ve hayat hakkını tanımıştır. Peygamberimiz' in ardından Müslümanlar yeni fethettikleri ülkelerdeki farklı inanca sahip halklara karşı hoşgörüyle yaklaşmışlar ve onların inançlarına dokunmamışlardır. Yaklaşık bin yıl İslam'ın bayraktarlığını yapan Türkler de İslam'ın onuruna yakışır bir tarzda, Müslüman olmayan halklara Müslümanlar' la aynı hak ve imkanı tanımışlardır. Genel açıdan bakıldığında, tarihimizin bir güven tarihi olduğunu söyleyebiliriz. Bu tarih içerisinde bireyler ve toplumlar birbirlerine güvenmişler, bir huzur ortamı yaratmayı becermişlerdir. İslamdünyasıgüvenlimi? Kur'an-ıKerim'in ve Peygamberimiz'in barış ve güvenin sağlanması yönündeki açık emirlerine rağmen, günümüzde Afrika'dan Asya'ya, Endonezya'dan Arabistan çöllerine kadar tüm İslam dünyasının göz yaşartan manzarası önümüzde durmaktadır. Birçok bölgede kan gövdeyi götürmekte, insanlar mallarından ve canlarından emin olmadan yaşamaktadırlar. Oysa sevgili Peygamberimiz' in barış ve güven içerisinde yaşama çağrısı ne kadar açıktır. Peygamberimiz' in "Gerçekmümin,insanlarınelindenvedilindengüvendeolduğukimsedir" sözlerine dikkat edilirse, bir Müslüman' ın en önemli özelliğinin, çevresindeki insanlara güven aşılamak olduğu görülecektir. Bir topluluğun içine girip çıkarken, bir yere seyahat ederken, bir devletin çatısı altında yaşarken güven içerisinde bulunmak, başkalarını tedirgin dahi etmemek ve aynı zamanda kendi güvenliğinin sağlandığından şüphede olmamak da İslam ahlakının zorunlu sonuçlarından biridir. 'Zandanuzakdurunuz' Peygamberimiz,"BirMüslüman'asövmekgünahtır"(Buhari,İman,1/17) buyurarak Müslümanlar' ın birbirlerini küfürle itham edemeyeceklerini, birbirlerine düşmanlık beslemeyeceklerini, lanet okuyamayacaklarını ifade etmektedir. Bu ve benzeri hadisler olgun Müslümanlık' ın tasvirini yapmaktadır. Bu rivayetlerden hareketle denilebilir ki, İslam güven ortamı içerisinde yaşayan bir insanlık arzu etmektedir. Müslümanlar arasındaki fikir ayrılıkları, dil ve mezhep farklılıkları, onlar ı birbirine düşüren unsurlar olmak yerine, anlaşmalarını ve kaynaşmalarını sağlayan vasıtalar olmalıdır. Her MüslümanPeygamberimiz' in şu çağrısına kulak vermelidir: "Zandanuzakdurunuz.Zan,insanıyalanaitenbirtehlikedir.Alışverişlerinizdedürüstolunuz.Birbirinizehasetetmeyiniz.Birbirinizebuğzetmeyiniz.Açgözlülükyapmayınız.Birbirinizesırtçevirmeyiniz.EyAllah'ınkullarıkardeşolunuz"(Edebu'l-Müfred,1/148).