İşte hendek, işte deve Geçen haftanın gündemi yoğundu. Merkel sağolsun ülkemizi ziyaret etti. Güzel yemekler yedi. Boğazturuyaptı . Nasıl olsa şu 8 Kasım ilerleme raporu konusunda bize biraz torpil yapar. Gerçi buraya geldiğinde, bize ayrıcalıklı ortaklığı uygun gördüğünü ama ahde vefa'nın da önemli olduğunu söyledi. Ne demek istediğini biz tam olarak anlayamamış olsak da devlet büyüklerimiz herhalde anlamışlardır. Bu sıralar önemli kişilerin ziyaretleri artacak. BirdePapageliyor. Papa'ya da güzel bir boğaz turu yaptırıp, camilerimizi gezdirip güzel yemeklerimizden yedirir ve güzel açıklamalar yaptırırız. Ama Papa'nın ziyareti herhalde en azından ilk başta Merkel'inki kadar güler yüzlü başlamayabilir. SevgiliPapa, yanlış anlaşıldığını ve Müslümanları incittiyse çok üzüntü duyduğunu falan söyler ve hava düzelir. Eeee.. Papa'yı ülkemize davet etmiş ve dinler arası kaynaşma konusundaki samimiyetimizi gösterdiğimiz için herhalde bu ilerleme raporu konusunda Papa da bir şeyler yapacaktır. İlerleme raporu hendeğini bir atlatırsak, Türkiye nasıl şaha kalkıyor siz o zaman görün. RahmetliBarışManço'nunbirşarkısıvardı;"İştehendek,iştedeve"/" Ya atlarsın, ya düşersin" /"Baktınolmaz,vazgeçersin"/"Zorduralmakbizdenkızı". Evet pek kolay olmayacak bu AB ile nikah yapmak. AB'nin Türkiye karşıtı ajanları buraya gelip her şeyi not ediyorlar. Yaşar Büyükanıt'ın ve diğer kuvvet komutanlarının konuşmalarını not aldılar. İlerleme raporumuzu yazmak için sabırsızlanıyorlar. Askerin etkisini rapor içinde ballandıra ballandıra anlatırlar ve ilerleme raporu içine "Askerin etkisi AB ülkeleri seviyesine kadar indirilmelidir" diyerek bitirirler. Aslında bunun anlamı şudur; "Biz ülkenizi daha kolay bölüp parçalamak ve sizi güçsüz zayıf bırakmak için askerin etkisi AB ülkeleri düzeyine indirilmelidir". ABmüzakeresüreci Bize fikir özgürlüğü dersi verip, kendi ülkelerinde "Ermenisoykırımıyoktur" diyenleri hapse atan bu yalancı, iki yüzlü birliğe girmek için can atıyoruz ve her istediklerine "evet" demek zorunda kalıyoruz. Gerçi şu an pek yüksek bir olasılık değil ama, yarın Kıbrıs Rum kesimine havaalanları ve limanları açarsak çok fazla şaşırmamak gerekir. Bunun karşılığında KKTC'ye uyguladıkları ambargonun çok ufacık bir kısmını kaldırmalarını gerekçe olarak gösterebiliriz. AB sürecinde müzakerelerin tıkanmaması için taviz vermeye başlarsak bunun sonu gelmez ve ciddi anlamda zarar eden bizler oluruz. Şu an hala en yüksek oy oranına sahip olan AKparti, seçimlerde neye uğradığını şaşırır. Peki neden müzakerelerin tıkanmasını istemiyoruz? Çünkü piyasalar allak bullak olur, Allah korusun kriz mriz çıkar diye. Merak etmeyin hiçbir şeycik olmaz. Müzakerelerin askıya alınabileceği fikrini yavaş yavaş piyasaya yedirirseniz, bunun piyasalar üzerindeki etkisi de yavaş olur. Zaten son üç haftadır ülkemizdeki sevgili yabancıyatırımcılarımızbunugördülervehazırlıkyapıyorlar . Önce tahvili sattılar. Ama kimseyi işkillendirmemek için, tahvil ve bonoyu satar satmaz döviz geçmediler. Öncerepoyademiratıpsonradapiyasadangıdımgıdımdövizçektiler. AB'deki ağabeyleri onlara "müzakereler kesintiye uğrayabilir" demişler. Merak etmeyin onlar yeteri kadar döviz aldıktan ve mallandıktan sonra bir rapor yazarlar ve "müzakerelerin askıya alınması olasılığı çok yüksek olduğundan Turkishbond' lardaki önerimizi 'azalt'a çeviriyoruz" derler. Millet dövize saldırır. MerkezBankası faiz artırır. Bunlar yine en yüksekten dövizi çakıp, en az yüzde 25 faizle tahvil ve bonoya girerler. Nasıl olsa serbest dalgalı kur var. Döviz kurunu onlar serbestçe belirlediğine göre, yüksekten çaktıkları dövizi sonra yine alttan alırlar. Mayıs türbülansında aynısını yapmadılar mı?