Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Ana Sayfa 07 Ekim 2006

Paylaşabilmek

Ramazan'ın yarılandığı şu günlerde, oruç tutan veya tutamayan ama "Müslümanlık" denilince mangalda kül bırakmayanlara birkaç hatırlatmamız var.
İslamiyet'in bir hayat sistemi olduğunu söylüyorsak, o sistemde sağlıklı biçimde yer alabiliyor muyuz? Birey olarak katkıda bulunabiliyor muyuz? Sosyal hayattaki sorumluluk ve görevlerimizi bu anlamda ifa edebiliyor muyuz?
Mesela, şu Ramazan günlerinde, oruç tutabilen veya tutamayan, ama Müslüman bilincini taşıyanlar, fitre ve sadaka gibi maddi yardımlaşma ve dayanışmaya önem veriyorlar mı? Hatta, manevi atmosferi ve duygu yüklü oluşundan ötürü, zekatlarını da bu dönemde vermeye çalışıyorlar mı?

Zenginlik de lütuftur
Sanıyorum meselemiz anlaşılıyor! Maalesef, insan ve kul olarak taşıdığımız en önemli sorumluluk olan yardımlaşma ve dayanışmaya gereken önemi veremiyoruz. Sadakayı, fitreyi, hatta zekatı bile köşebaşındaki dilenciye verilen üç kuruşluk bozuk paralarla geçiştirmeyelim. Yol üzerinde avcunu açanlara uzatılan çerezlikler gibi görmeyelim.
Sadece İslamiyet'te değil, bütün dinlerde zenginlik Taanrı'nın lütfudur. Fakirlik ve yoksulluk da aynı şekildedir. Buna rağmen, zenginlerin Tanrı tarafından ödüllendirdiği gibi bir saçmalığı da düşünmeyin. Her iki tarafın birbirlerine karşı sorumluluğu kapsamında, bu zenginlik ve yoksulluklar ebedi alemde kalıcılığa dönecektir. Onun için hali-vakti, gücü-kudreti, varlığı-imkanı olanlar, mutlak şekilde olmayanlara verecek bir şekilde paylaşma duygusunu öne çıkartacaktır.

Ezen-ezilen meselesi
Böylece toplumdaki denge de (kısmen) sağlanacak, varlıklılarla yoksullar arasında ahenk oluşacaktır. Başka bir ifade ile bizim 1970'li yıllarda dolu dolu yaşadığımız ideolojik mücadele ortamındaki ezenezilen tartışmaları veya kavgalarına rastlanmayacaktır.
Zengin diye tarif edilen veya olmayanın yanında "olanlar" arasında sayılanlar, sevgi ve muhabbetle, Allah rızası için imkansızlık girdabındakilere el uzatacaktır. Böylece toplumdaki sosyal denge sağlanamasa da, dayanışma ortamı gerçekleşecek. Bundan da, aslında varlıklı olanlar kazançlı çıkacak ve emniyette olacak.

Orucu gönlümüz tutmalı
Hırsızlık, kapkaççılık, soygunculuk ve dolandırıcılık gibi her şeyin karabasan misali toplumun üstüne çöktüğü böylesi dönemlerde, bizi birbirimize kenetleyip "millet şuuru" oluşturan da işte bu gibi şeylerdir. Birbiri mizi görmeden, anlamadan, kucaklamadan oruç tutmak, yanlış anlamayın ama, sabahtan akşama kadar boşuna aç kalmak ve eziyet çekmekten başka bir şey değildir.
Orucu bedenlerden ziyade, gönüllerin, beyinlerin, gözlerin, kalplerin tutmasını; dini görevleri de insanlığın ortak yaşama sevinci alanında görebilenlere ne mutlu... Ne mutlu alan değil de verebilen el olanlara. Ne mutlu paylaşanlara veya paylaşmayı bilenlere...
GÜNCEL
Beşikte Beşikte fidye
Fidyeciler bir evi basıp 3 aylık bebeği çanta içinde kaçırdı Bebeği...
Eğitimde porno
Doğuştan mucize
Taksimetre acıdan açıldı
Kaza namazı nedir?
Kalem gerçekten silahmış!
Film değil gerçek
SPOR
İftar İftar mönüsü zafer
Malta'yı yenerek elemelere galibiyetle başlayan Ay-Yıldızlı...
İşte baskın planı
Suyu ısınıyor
Ümit harekatı
Demirören paralı yönetici...
İstenmiyorsam çeker giderim
Dünyanın gözü üzerimizde
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Par. Bul. 22 C,Açık 14 C
ANKARA - Par. Bul. 19 C,Par. Bul. 7 C
IZMİR - Açık 29 C,Açık 15 C
ANTALYA - Par. Bul. 30 C,Açık 20 C
ADANA - Yağmur 28 C,Par. Bul. 18 C
EKONOMİ
IMKB E: 36.737,620 D:% -0,49
DOLAR S: 1,495 D:% -0,63
EURO S: 1,886 D:% -1,10
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Künye | Ana Sayfa
    Copyright © 2003, 2006 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu