Okullarda çelik-çomak oynanıyor! Takvim'de, MilliEğitimBakanıHüseyinÇelik, o malum pozuyla arzı endam ettiği günlerde, çok sayıda veli ilköğretim çağındaki yavruları için kitap peşinde koşuyordu. Okulların açılmasının üzerinden iki hafta geçmiş ama öğrenciler kitapsız bir şekilde eğitime devam ediyordu. Şimdi üçüncü haftaya girdik, tablo hala değişmedi. Anlı şanlı, çoraplarına ismi basılı bakanımız var, ama okullarda kitap yok... Ben de bir veliyim. Diğer velilere de sözcülük etmem gerekirse, ortaya çıkan sonuç şudur: 'Medya,SayınBakan'ın kartvizitgibikullandığıçoraplarınagösterdiğiilgiyi,maalesefçocuklarımızınbasılmayankitaplarınagöstermiyor.' Gazeteci olarak çevreden duyduğum eleştiriler, en az SayınBakan'a yöneltilenler kadar ağır. Duyarsız olmakla suçlanmak hoş değil. Bizim geç kalmış duyarlılığımızın ne faydası olur? Olmaz tabii. Üç hafta sonra çocuklar kitaba kavuşsa ne fayda. Zaman geçmiş, aileler mağdur edilmiş. SayınBakan ismini çoraplara bastırıp gezerken, çocuklar da kitapları basılmadığı için boş boş geziyor, eğitimsiz kalıyor. Haberi olsun... Kitap sıkıntısını had safhada yaşayan bir veli olarak, üç haftadır yaşananları yakından biliyorum. Hiçbir mantıklı gerekçesi olduğunu da sanmıyorum. Bu kitapların okullar açılmadan önce basılıp, dağıtılması gerekmez miydi?