İslamda akıl ve bilim İslam'da konulan ilk esas akıl yürütmedir. Akıl, imanın elde edilmesi için şarttır. İslam dini, bu yüzden akıl sahiplerini muhatap almıştır. Aklı olmayanın dini yoktur. Allah'ınbirliğine çağrıda, sadece akla dayanılır. Bu sebeple hangi konu olursa olsun, gerçek, kesin ve doğru bilgiye öncelik verilmiştir. Özellikle dini bilginin ve itikadi konulardaki bilginin gerçeğe uygun, sabit ve kesin bilgi olmasına daha çok önem verilmiştir. Gerçekle çelişen bilgiler; taklit,şekveşüpheyedayalıinançlar; temelsiz yorum ve teviller ve kaynağı ispat edilememiş haberler, güvenilir bilgi üretiminde kullanılamaz. Herilimbiribadettir İslam'da bilimsel zihniyetin temelini, "bilgininbirdeğerolduğu", "bilgininsınırsızolduğu" ve "bilenlebilmeyeninbirolmayacağı" anlayışı oluşturur. Buna yönelik her çeşit ilmi faaliyet bir ibadettir. Her bir Müslüman'ın, bilgi üretme, öğrenme ve öğretme faaliyetlerinin içinde olması gereklidir. Yani Müslüman alim/öğretici, öğrenci, dinleyici veya bunlara destek veren, sevip sayan birer özne olmalıdır. İlim,temelbirdeğer,erdemvegüçtür. Bilgi elde etmenin, zamanı, cinsiyeti, mekanı yoktur. Ayrıca bilgi tüm insanlığın ortak değeridir. Mutlak ve sınırsız bilgi sahibi olan sadece Allah' tır. Allah, herhangi bir delile ve araca ihtiyaç duymadan kendiliğinden bilir; ancak insan, aklıyla, delillerle, belli yollarla bilir. İnsan ise sınırlı ve mutlak olmayan bir bilgiye sahiptir. İlahibilgiezelivedeğişmezbirbilgidir;beşeribilgiisesüreklideğişenvegelişenbirbilgidir. Kur'an-ıKerim, inmeye başladığı ilk günden itibaren, insanları ilme, bilmeye, öğrenmeye davet etti. Ayrıca varlıklarüzerindedüşünmeyevedüşüncelerinisağlamdelilleredayalıolarakortayakoyuptartışmaya çağırdı. Akla, akıl yürütmeye, düşünmeye ve tefekkür etmeye dair ayetlerin sayısının 700'den fazla olduğu görülmektedir. Kur'an'a göre, sağlam bilgiye dayanmayan, herhangi bir akli veya vahyi temeli bulunmayan söz, fikir ve davranışlar geçersiz ve gerçek dışı kabul edildi. (25.Furkan,5;68.Kalem,15;73.Mutaffifin,13) İslammedeniyetdinidir Bilgi, başta insan olmak üzere bütün varlıklar ve toplumlar arasında en önemli güç ve üstünlük ölçütüdür. İnsanın bilme yeteneği ve bu konudaki başarısı, onu melekler de dahil bütün yaratıkların üstüne çıkartmıştır. Hz. Peygamber'inmeleklerevediğervarlıklaraüstünlüğü,nesnelerin/varlıklarınisimlerinisaymasından dolayıdır ve tamamen bilgiye dayanmaktadır. Kur'an, pek çok ayette özellikle bilen,düşünen,akleden,ibretalantoplumları,bilgitoplumu,düşünentoplumveakledentoplum olarak övmektedir. (Örneğin30.R21;2.Bakara,164) Kur'an-ı Kerim, bilginin peşinden koşmayı, onu öğrenip öğretmeyi ve biriktirmeyi, araştırmayı, incelemeyi, akletmeyi ve düşünmeyi ibadet olarak görür. Bilgi, insan için bir erdem ve kalite işaretidir. Bundan dolayı her bilenden daha iyi bir bilen vardır. Hz.Peygamber de buna uygun olarak ilmi, ilim öğretme, ilim öğrenme, bilgi aramak için seyahat etme, ilim adamını, ilim öğrenmek isteyen öğrencileri ve bu yolda çekecekleri sıkıntıları öven, her yaştaki insanı ilme yönelten sözler söylemiştir. Müslümanlar,Kur'an'ın ve Hz.Peygamber'in ilme teşvik edici emirlerine uymaya çalıştılar. Kısa sürede dünyanın çeşitli yerlerinde İslam' ı yaymaya ve fethettikleri yerlerdeki insanlığın ortak birikimi olan ilmi mirası alıp değerlendirmeyi ve onu geliştirmeyi bir görev bildiler. Bunun sonucunda İslam, ilim ve medeniyet dini olarak kabul edildi.