İslam barış dinidir Kur'an'ıKerim'de, şiddet hareketinin meşru gösterildiğini veya teşvik edildiğini göremeyiz. Bütün mesele hasmın ve düşmanın durumuna uygun bir şekilde karşı koyarak adaleti, din ve ibadet hürriyetini yeniden tesis etmektir. Hatta müslümanlarla aralarında her hangi bir anlaşma bulunmayan müşriklerden himaye isteyenlere bile Kur'an'ıKerim bu himayenin dürüst bir şekilde verilmesini Hz.Peygamber'e emretmiştir. Hiç bir müslüman, öldürmekten zevk aldığı için savaşamaz. Çünkü savaşlarda sadece kendileri ile savaşanların öldürülmesine izin verilmiştir. İlk müslümanlar, Allah'ın "sizinlesavaşanlarlasavaşın" emrine uyarak kadınlar, çocuklar, yaşlılar, körler, sakatlar, deliler, tarlalarında çalışan köylüler ve ibadet yerinde bulunan keşişleri her türlü düşmanca hareketlerden muaf tutmuşlardır. İSLAMTAHRİPETMEZ Savaştan çekilen düşmanın affedilmesini emreden Kur'an emrini tavizsiz bir şekilde uygulayan Hz.Peygamber, kaçmakta olan düşmanın takip edilmesini bile yasaklayacak kadar işi ileri götürmüştür. Eğer İslam'ın amacı başka dinlere hürriyet tanımamak, çevreyi tahrip etmek, önüne geleni öldürmek olsaydı, yukarda sayılanları da hedef seçmesi gerekirdi. Oysaki insanlar bu dine yumuşak ve ikna edici bir şekilde davet edilmişlerdir. Davet edilen uyup uymamakta serbest bırakılmıştır. Ancak onun da inananlara inançlarını diledikleri gibi yaşamak, yüceltmek ve ona layık olduğu değeri vermek hususunda aynı hürriyeti tanıması şarttır. Müslüman olmayı ve İslami değerlere uymayı kabul etmeyenlere gelince İslam bu gibilerinden kendisine zarar vermeyecek bir tutum içinde olmalarını istemiş ve onlara bunun karşılığında iyilik esasına dayanan çok iyi bir muameleyi taahhüt etmiştir. Bütün bunlar inançsızların hayat hakkının ellerinden alınmadığını, sadece savaş halinde öldürülebileceklerini gösterir. Savaşın meşru gösterilmesinin asıl sebebi, din ve vicdan hürriyetinin korunması, başkalarının tahakkümünden kurtarılmasıdır. Kur'an-ıKerim'de, barışa, din ve vicdan özgürlüğüne, fikir özgürlüğüne büyük önem verilmiş ve bunları teminat altına alacak temel ilkeler önerilmiştir. Bu konudaki ayetler, iniş gerekçeleri dikkate alınarak incelendiğinde, korunması gereken temel ilkenin barış olduğu, savaşın ise insan temel hak ve hürriyetlenin tehlikeye düştüğü zorunlu ve kaçınılmaz durumlarda veya savunmak amacıyla yapılması gerektiği görülecektir. Barışla ilgili temel prensipler şunlardır: 1-Barışesastır,asılamaçtırvedaimahayırlıdır. 2-İnsanların canı, malı, dini, nesli ve aklı dokunulmazdır ve bunlar korunmalıdır. 3-Barışteklifedenlerlevebarışyaptıktansonrataahhütleriniyerinegetirenlerlesavaşılmaz. 4-Savaş, saldıranlara karşı savunmak için açılır ve savaş hali dışında insanlar öldürülmez . 5-Savaşıdurduranvetecavüzdenvazgeçenlerlesavaşılmaz. 6-Sulh dönemlerinde şiddetin her çeşidi yasaktır. Hatta savaşta dahi, aşırılıklardan kaçınılması istenmiştir. 7-Savaşzorunludurumlardakafirlerekarşıyapılır. 8-Sulh zamanlarında, düşmanlarla en güzel yollarla mücadele edilmesi gerekir. Allah, akıl almaz suçların işlenmesine sebep olan savaşa son çare olarak başvurulmasını emretmiştir. Hz.Peygamber hayattayken, müslümanlar bu ilkelere göre hareket etmişler ve İslam'ın 23 yıllık tarihinde bunların dışına çıkılmamaya çalışılmıştır.