Hadis ve sünnetin önemi Peygamberimizin söz ve fiilleri/hadisleri ve sünneti İslam dininin Kur'an-ıKerim'den sonraki en önemli kaynağıdır. İslamKur'an-ıKerim ve peygamberimizin sünnetleri üzerine bina edilmiştir. Bu öneminden dolayı ashab-ıkiram, peygamberimizin filleri ve sözleri üzerine İslam'ın ilk anlarından itibaren büyük bir dikkatle eğilmişler; dini yaşantılarını peygamberimizi örnek alarak gerçekleştirdikleri gibi, özellikle Medine döneminde hadis ve sünnetin kayda geçirilmesine ayrı bir değer atfetmişlerdir. Medine döneminde Ashab-ıSuffa denilen ve peygamberimizin mescidinde barınan bir gurup sahabi, burada Kur'an eğitiminin yanı sıra hadis ve sünnet eğitimi de almışlar, peygamberimizin hadis ve sünnetinin taşıyıcısı olmuşlardır. Mesela, Ashab-ıSuffa arasında yetişen büyük sahabi EbuHüreyre, peygamberimizden birçok hadis naklederek en çok rivayette bulunan sahabi ünvanını almıştır. HADİSLERİNTÜMÜYAZILMADI Sadece Ashab-ıSuffa değil, aynı zamanda tüm sahabiler peygamberimizin hadislerini anlamak ve ezberlemek için gayret etmekteydiler. Bu dönemde Kur'an-ıKerim vahiy yazılıyor, ayetler ezberleniyor ve namazlarda okunuyordu. Fakat yazı malzemelerini az olması, okuma yazma bilenlerin yetersizliği, Kur'an-ıKerim ile karışma tehlikesinin bulunması gibi bir takım nedenlerden dolayı hadislerin tümü yazılamıyordu. Fakat şunu açıkça belirtmeliyiz ki, hadislerin bir kısmı peygamberimizin sağlığında yazıya geçirilmiştir. Bugün elimizde o dönemden kalma bazı sahabinüshaları bulunmaktadır. Bu demektir ki, hadisler peygamberimiz ve sahabiler döneminde sadece ağızdan nakledilmemiş, aynı zamanda yazılarak da korunmuştur. Peygamberimizin vefatı üzerinden çok geçmeden hadislerin büyük bir çoğunluğu yazıya geçirilmiş bulunuyordu. İslam d ünyasının her tarafında, hem bireysel ilmi çabalar olarak, hem de devletin resmi emriyle hadislerin büyük eserler içerisinde bir araya getirilmesi işi de tamamlanmıştır. Aslında denilebilir ki, hadislerin yazılması ilk asır içerisinde tamamlanmış, yazılı hadismetinleri İslam dünyasının her tarafına dağılmıştır. Hicri yüz tarihinde hadislerin halifeni emriyle resmi olarak toplanarak kayda alındığını da biliyoruz. ÇIKARİÇİNUYDURDULAR İslam'ın erken bir döneminde müslümanlar arasında bir takım siyasi ihtilaflar patlak vermiş, bu ihtilaflar sonucunda insanlar bir takım kamplara ayrılmıştı. Siyasi ayrılıklar dini düşünceleri de etkilemiş, dini hassasiyeti zayıf bazı kimseler veya gruplar peygamberimizin hadislerin de siyasi çıkarlarına alet edebilmişlerdir. Hadisvesünnetin otoritesinden faydalanmak isteyen art niyetli bazı grup taraftarları, peygamberimiz adına hadisler uydurmuşlar, uydurdukları bu hadisler halk arasında yaymışlardır. Hadis alimleri uydurulan rivayetleri sahih hadislerden ayırmak için çok çabalamışlardır. Hadis alimlerinin bu çabaları sonucunda temel bir takım kaynak eserler ortaya çıkarken, bir taraftan da Hadisİlmi doğmuştur. Bu dönemde kaleme alınan altı büyük hadis kaynağı Buhari, Müslim, EbuD, Tirmizi, Nesai ve İbnuMace' dir. Ne kadar manidardır ki, bu eserlerin yazarlarının büyük bir kesimi Türk'tür. Türkler her alanda olduğu gibi, hadis alanında da öne geçmişler, dev eserler meydana getirerek İslami ilimlerin öncülüğünü yapmışlardır. Bunlardan en önemlisi ve İslam aleminin büyük kısmında en sağlam hadis kitabı olarak kabil edilen Buhari'nin Sahih isimli eseridir. Bu güne kadar gönderilmiş hiçbir peygamberin hayatı sevgili peygamberimizin hayatı kadar en ince ayrıntılarıyla tesbit edilebilmiş değildir. Peygamberimizintümhayatı,ibadetleri,günlükyaşamı,hanımlarıylamünasebetleri müslüman alimlerin gayretleriyle en sahih bir şekilde ortaya konmuş ve bize kadar nakledilmiştir.