Umuduyitirmek, geleceğiveyaşamıyitirmeninilkadımıgerçektende. Sadece kişi için değil, topluluklar için, ülkeler için, dünya için yok etmenin bir yöntemi de umutlarını ellerinden almak, geleceklerini çalmak... Umut demek seçenek demek, umut demek çaba gösterme gücü demek. Umudu kesmek, dinlerde de Tanrı'ya isyan kabul edilir. Çünküumutsuzluk,insanınkendisindenvazgeçmesidirvetümdinleriçingünahtır. Yine de hangimiz kapılmadık umutsuzluğa zaman zaman? Hani bir engel çıktı mı karşımıza, hele bir de dağ gibi görünüyorsa, sevdiğimiz çekip gitmişse ve tüm dil dökmelerimize karşın "Dönmeyeceğim" demişse, cebimizde para kalmamış, işsizveaçsak, beklediğimiz her neyse ve biz onu tek gerçek sanırken gelmemişse kapılmadık mı hiç umutsuzluğa? Dünyanın sonu gelmiş, yaşamamız ge reksizmiş, zaten aldığımız nefes hava değilmiş, biz biz değil hiçmişiz gibi gelmedi mi hiç? Sonra biraz zaman geçince, yenibirsevgili, yenibiriş, yeni bir gelecek varmış gibi hissedip, umutlarımıza sarılmadık mı? İşte o anı sağlayan, güç sanılan şey, içimizdeki dönüşüm arzusudur... Öylebirarzudurkio,içimizde,derindebiryerdeumutsuzluğunkalınperdesiniyırtarakçıkabilecekkadargüçlübirarzudur. Yeter ki onun içimizde bir yerde, çok derinlerde olsa bile varlığını bilelim. Devamlı söylediğimiz "Olmaz","Olamaz"ın aslında "Yapamam" olduğunu fark edebildiğinizde, yapabilmenin zorluğunu bilseniz de umutsuzluğu seçer misiniz? Eğer seçerseniz, yok olmayı seçmiş olursunuz. Ülkemebakıyorum:Çocuklarumutsuz, çünkü annebabalarında umut görmüyorlar yansıtacak; gençlerumutsuz, sınavlar var önlerinde başarılması gereken ama başarılı oldıklarında bile ne işe yarayacaklarını bilemedikleri; çalışanlarumutsuz, işlerinin geleceğini göremediklerinden; işsizlerumutsuz, isteklerine kavuşamadıklarından; siyasilerumutsuz, yazgılarını başkalarının başarılarına bağladıklarından; yaşlılarumutsuz, gençlere güvenemedikleri ama onların gelecek olduklarını bildiklerinden. Biz mi yitirdik umutlarımızı yoksa birileri umudun yaşayanlar için olduğunu biliyor ve doğrudan yok etmek yerine, umutlarımızı mı çalıyor? Terör, bölmek için çabalayanlar, yönetim şeklini değiştirmeyi hak sayanlar, işsizlik ve daha niceleri var. Ama ülkemizin gücünü, varlığımızın gücünü unutmuşsak, umutlarımızı, mücadele gücümüzü çalmalarına izin vermişiz demek ki. Oysa biz "Bittiler" denildiği zaman, MilliMücadele günlerinde, umutsuzluğa, üstelik gerçek umutsuzluğa yol açabilecek koşullara karşın, o umutsuzluğun başkalarınca nasıl belirginleştirildiğine karşın, umudukorumanın, umudasarılmanınaydınlığaçıkmada, geleceğe sarılmada başarı sağlayabileceğini çok yakın bir tarihte yaşamış bir ülkeyiz. En umutsuz görülen zamanlarda, umutsuzlukyerineumudu, vazgeçmekyerinemücadeleyi seçmenin zaferini gördük. Umutsuzlukkaranlıkbirduygu. Her türlü karanlık içinde kalmaya da, bırakılmaya da karşı çıkmak gerek. Umutsuzluğun nede ni başkalarıysa, sakın izin vermeyin. Çünkü çalınan; umutlarınızla birlikte, bağımsızlığınız, varlığınız, elinizde olan ve kazandığınız her şey le birlikte çocuklarınız ın geleceğidir.