Kuran'ı doğru anlamak İslam dini, Allah katından Hz.Muhammed (s.a.s)'e gelen vahyin etrafında şekillenmiş olan dinamik bir dindir. İki önemli kaynağı vardır: Vahiy ve akıl. Vahiy, dinin özünü içerir. Müslüman insan, vahyi aklıyla anlar, vahiyden yararlanarak kendi din anlayışını kurar. Dinin her türlü anlaşılma biçimi, adı ne olursa olsun (mezhep, tarikat vs.) beşeridir. Hz.Muhammed, Kur'an tarafından örnek" olarak gösterilmiştir. İslam her zaman ve mekanda yeniden anlaşılmak durumundadır. Yüce Yaratıcı, Kur'an'ın anlaşılmak için indirildiğini YusufSuresi' nin ilk ayetlerinde şöyle dile getirmektedir: "Elif,Lam,Ra.Bunlar,gerçeğiaçıklayanKitab'ınayetleridir.Bizonu,anlayasınızdiyearapçabirKur'anolarakindirdik".(Yusuf,1-2). Kur'an,insanlarıkaranlıktanaydınlığaçıkartmak,doğruyolugöstermekiçingelmiştir.(İbrahim,1-2) Kur'an, insanın, insanı, eşyayı, olay ve olguları doğru anlamasına, doğru düşünmesine imkan sağlamak; evrendeki konumunu doğru tespit etmesine yardımcı olmak; geçmişin esiri olmaktan kurtarmak için Allah katından gelmiştir. O, bir "öğüt" tür; "rehber" dir; bir "uyarı" kitabıdır. Hz.Muhammed, Allah katından almış olduğu vahiyle insanları uyarmıştır. KUR'ANMUHATABIİNSANDIR Kur'an, ne harfleri sayılacak bir şifre kitabı, ne bir ansiklopedi, ne bir bilim kitabı, ne de bir hukuk kitabıdır. Onun en temel amacı, insandır; insanın insanca yaşamasına katkı sağlamaktır. Kur'an, bilinçli, ahlaklı bireylerden oluşan, adaletin egemen olduğu bir toplumun gerçekleştirilmesini ister. Kur'an'ın muhatabı, toplumda mevcut olan herhangi bir kurum değil; bireydir. Hukukla ilgili birey öncelikle "öğüt" olarak yararlanır; ona dayalı olarak fikir üretir, değerler üretir. Müeyyidelerin uygulanması, bireyin işi değildir. Ceza, -eğer hukuktan söz edilecekse-bireyler tarafından değil, hukukla ilgili kurumlar tarafından belirlenir, tatbik edilir. Aksi taktirde, toplumda kaos ve anarşi çıkar; hukuktan söz edilemez. İslam'ı doğru anlayabilmek için, Kur'an''a, Kur'an'ın istediği açıdan bakmayı öğrenmemiz lazımdır. Allah kelamı olan Kur'an anlaşılmak için indirilmiştir. Kur'an''ı anlamaya çalışmanın hiçbir ön koşulu yoktur. Her insan, yeteneklerine, bilgi birikimine, ilgi yoğunluğuna bağlı olarak Kur'an'ı anlamaya çalışır. Kur'an'ın her türlü yorumu EbuHanife'nin ifadesiyle, "Tenzil'ininkarısözkonusuolmadığımüddetçe,te'vilininkarıküfrügerektirmez". Yani vahyin inkarı söz konusu olmadıkça yorumları kabul etmemek, ya da farklı yorumlamak insanı küfre götürmez. KUR'ANHERDİLDEANLAŞILIR Her insan, kendi seviyesine, yeteneklerine, bilgi birikimine göre Kur'an'dan bir şeyler anlayabilir. Kur'an'ın mucizevi özelliklerinden birisi, insanlara, anlayış derecelerine göre açılmasıdır. Ancak, unutmamak gerekir ki, Arapça bilen normal bir insan Kur'an'dan ne anlıyorsa, mealinden okuyan bir Türk de en onun kadar anlayabilir. Kur'an'ın anlaşılamayacağını söylemek Kur'an'a aykıdır. Daha iyi anlamak söz konusu olduğunda, din alanında bilimsel eğitim almış insanlardan, din bilginlerinden yardım alınabilir. Unutmayalım ki, Kur'an, kendisine samimiyetle eğilenleri terbiye eder... Müslümanlar' ın ondört asırlık birikimlerini eleştirel bir yaklaşımla gözden geçirirsek, çağı iyi okuyabilirsek, Kur'an''ı ve Hz.Muhammed'i doğru anlayabilirsek, yeni bir din anlayışına ulaşmak mümkün olabilecektir. Bunun gerçekleşebilmesi için, bütün faaliyetlerin bilimsel yöntemlerle yapılması gerekmektedir.