'Gözyaşı Çetesi'nde izlediğimiz Yetkin Dikinciler aşkın tarifini yaptı: 'Gözümü kapattığımda gördüğüm bir şeyse peşinden koşarım. Karşımda durduğu için görüyorsam gözümü kaparım'.
Babam ve Oğlum' filminde canlandırdığı 'Saf Amca Salih' kişiliği ile dikkatleri üstüne çeken Yetkin Dikinciler, atv'de ekrana gelen 'Gözyaşı Çetesi'nde Cevahir karakteri ile bambaşka bir kimliğe büründü. Dizide sert, karanlık işlerle uğraşan bir adam olan Cevahir'i canlandıran başarılı oyuncu, izleyicilerin karşısına ilk defa böyle bir karakterle çıkıyor. Canlandırdığı karakterle ilgili Dikinciler, "Cevahir ele avuca sığmayan bir adam, görüntüsü ve tavrı ağır. Ama mancınıkla atılan bir gülle gibi karşı cepheye düşebilecek bir silah aynı zamanda" dedi.
* 'Babam ve Oğlum' filmininizin ve diğer dizilerinizin aksine "Gözyaşa Çetesi"nde Cevahir ile ilk defa sivri ve farklı bir karakteri canlandırıyorsunuz. Bununla ilgili neler söyleyeceksiniz? Benzerlik dışardan görülebilecek bir şey değildir. İnsanın içinde vardır. Ben senaryoyu okuduğumda Cevahir'in bana yakın tarafları olduğunu gördüm. Yaptığımız konuşmalara bakıp benim ekranda, seyirciye hafif uzak, mesafeli ve seyirciye soğuk duran, kolay ulaşamayan bir tarafım olduğunu söyleyebilirsin. Bu benim çok umurumda olan bir şey değil. Ben rolü çıkarırken yapmam gerekeni yapıyorum orada. Asla rolü parlatmaya çalışmıyorum. Tezgahtaki en temiz elmayı öne koyup çürükleri arkaya atmıyorum. Tezgahın en altındaki sağlam, sıkı duran elma olmayı tercih ediyorum.
Gözü kararmaya görsün! * Cevahir'le benzer taraflarınızın olduğundan bahsettiniz. Mesela neler? Onun şevkatli öfkesi bana benziyor diye düşünüyorum. Ya da ben öyle sanıyorum. Ben de hayatın içinde kendime baktığımda sakin ve sabırlı olmaya çalışıyorum. Bunu da başarıyorum aslında. Şimdi kendimden örnek vereyim; gözüm karardığı zaman, yani gözüm kırmızı görmeye başladığında her şeyi yapabileceğimi düşünürüm. Ama, 'Aman ha, dur bir düşün' noktası vardır. Sanıyorum Cevahir'in bu durma ve düşünme noktası yok. Her istediğini o an yapmak istiyor. Cevahir ele avuca sığmayan bir adam, görüntüsü ve tavrı ağır.
* Cevahir'le Deniz aşkına ne diyeceksiniz? Cevahir'in karan- lık hayatı bu aşkla birlikte yavaş yavaş bambaşka bir boyuta geçmeye başladı... Ayrı dünyaların insanları bir tatlı tesadüfle karşılaştı. Tıpkı hayattaki gibi, dizi de süprizlerle dolu. Ama hayat ikisine de başka türlü duygular olduğunu gösterecek. Cevahir mecazi anlamda ayık gezmeyen bir adamdır. Uzun zamandan beri ayık gezmeyen Cevahir, Deniz'in hayatına girmesi ile birlikte artık ayık olmayı tercih etmeye başladı.
'Hayata avuç açan biriyim' * Sizin için böyle ayakları- nızı yerden kesen bir kadın oldu mu? Etiket olarak ilk görüşte aşkı kesinlikle tanımlayamam ve içini dolduramam. Bu biraz da benim yavaşlığımdan kaynaklanıyor galiba. Ben çabuk biri ya da hızlı hareket kabiliyeti olan biri değilim. Her zaman söylerim sadece gözümü kapatıp hissettiğimdir beni yaşatan. Eğer gözümü kapattığımda gördüğüm bir şeyse onun peşinden koşarım. Karşımda durduğu için gördüğüm bir şeyse o zaman da gözümü kapamaya çalışırım.
* Hayatınızda en son ne zaman böyle bir duygu yaşadınız? Hayat bunlarla örülü... Bunlarsız geçen zamanım yok diyebilirim. İlla sevgililiği gerektiren bir durum da değil söylediğim. İnsan her şeye vurulabilir, her şeyden etkilenebilir. Yoldaki dilenciye bile vurulabilir. Onun o dilenme haline bile vurulabilir. Ben de hayattan küçük sadakalarımı toplamaya çalışıyorum. Kendimi hayata avuç açan biri olarak görüyorum. Bu avuç açmak dilenme anlamında değil. Daha nelere ve daha ne kadar çok dokunabilirim diye. Onun için de sevgiyi yüzeyi olan her şeye dokunabilmek olarak görüyorum. Yani sadece gönül ilişkisi olarak görmüyorum.
Nazım Hikmet'i oynayacak * Nazım Hikmet'in hayatının anlatıldığı bir filmde oynayacaktınız. Bununla ilgili gelişmeler ne durumda? Üçüncü yılına girdi. Ama sonunda filmi yapabilme bahtına erişiyoruz. Çok büyük desteklerle başlamıyor film. İnsanlar mesafeli duruyorlar. Nazım Hikmet dendiği zaman bir ürperti var. Pek kolay değil tabii ki, biz darbeler ülkesiyiz. Ya da ne kadar söylesek de demokratik bir ülkede yaşıyoruz diye, başımıza gelenleri biliyoruz. Onun için mesafeli durulan bir film oldu. Ama herkes görecek ki Nazım Hikmet bu toprağın, bu coğrafyanın insanı ve bizim şairimiz. Umuyoruz onun yaşamına yakışır bir şekilde, ona uygun bir kurguyla onun yürek atışıyla, o nabızla bir film çekeceğiz.
'Sinema adına gurur verici' * Filmde kimler olacak? Nazım Hikmet'i ben oynuyorum. Dolunay Soysert, Piraye'yi oynuyor. Özge Özberk de Münevver'i oynuyor. Çok karakterli bir film. Başlangıç olarak bu isimleri söyleyebilirim.
* Dönem filmi olduğu için biraz zor bir proje olacak herhalde. Hangi film kolay ki... Belleğimizi yokladığımızda birçok dönem filmi yapıldığını görürüz. Sanat yönetmeni ve kostüm tasarımı anlamında uzmanlar var. Türk sineması adına gurur verici bir proje olacak diye umuyorum.
* Dizi ve film dışında başka projeleriniz olacak mı? Mesela tiyatro? 'Müfettiş' oyunu devam edecek. Bir de "Dünyanın Ortasında" isimli yeni bir oyunda oynayacağım. Nazım Hikmet'in filmi biter bitmez sırada Çağan Irmak'ın projesi var. Sabırsızlık içinde onun çekimlerine başlamayı bekliyorum.
* Sabırsızlıkla beklediğinizi söylediniz. Sizi bu kadar heyecanlandıran ne? İlk önce kast ve senaryo. Bunun dışında filmin yapımcısının "Babam ve Oğlum"u çekenin Avşar Film olması.
* Şimdiye kadar rol aldığınız dizi ve televizyon filmleri hep atv'de yayınlandı. Bunun özel bir nedeni var mı? 2002 yılında atv'nin açılışına gitmiştim. Orada yakama atv logosu takmıştım. Eve döndüğümde logoyu televizyonun kenarına yapıştırdım. Bu etiketten dolayı atv benim televizyonum oldu.