Özel okullarda eğitim sıkıntısı Ekonomideki acımasız rekabet özel okullara da en şiddetli haliyle sıçramış durumda. Yelpazeyi geniş tutarsak, özel üniversiteleri de bu halkanın içine dahil edebiliriz. Yeni eğitimöğretim sezonunun başladığı şu günlerde, konunun bu yönüyle de tartışılmasında fayda var. Zira özel okullar arasında eğitim kalitesinden, disiplinden, geleceğin neslini yetiştirmekten ziyade bütçe hesabı yapılıyor. Eğitim işine bilanço hesapları öncelikli olarak girdiğinde ise "müşteri" konumundaki genç dimağları kapma yarışı had safhaya çıkıyor. Özel okulların çoğundan yola çıkarak bir genelleme yapacak olursak, yüzde 95'inde toplam kalite anlamında bir verim yok. İzin verirseniz ne demek istediğimi biraz açayım. Eğitimreklammalzemesi Özel okullarda sınıflar ortalama 20 öğrenciden oluşuyor. 16 ve 24 öğrenciyle eğitim yapanlar da var. Çoğu reklamını yaparken, öğrencilerinin almış olduğu dereceleri kullanıyor; "Türkiye1.'si,Türkiye35.'si" gibi... Eğitimde reklam yapacak başarıyı yakalayamayanlar ise spor veya diğer etkinliklerdeki başarısını kullanıyor. Eğitim bir reklam malzemesi olarak devreye girip, okula müşteri pardon öğrenci çekmede etkin yol olunca özel okullar da bu reklam mecrasını verimli kullanılabilmek için bakın nasıl bir yol geliştirmişler? Mesela, ilköğretimin ikinci kademesinden itibaren sınavlarda dereceye girebilecek potansiyeli olan öğrenciler özenle bir kenara ayrılıyor. Ayrı sınıflarda, ayrı bir eğitimle yarış atı gibi yetiştiriliyorlar. Ve bu çocuklara sosyal aktivelerde genelde görev verilmiyor. Geriye kalanlara standart bir eğitim veriliyor. Kesinlikle sınıfta bırakılmıyorlar. Diyelim ki sizin çocuğunuzun durumu zayıf. Özel ilgi gösterilmesi ya da bazı derslerinde üzerinde durulması gerekiyor. Ama özel okullarda bu durumda olan öğrencilere pek şans tanınmıyor. Daha da kötüsü, durumu kötü olanlar aynı sınıfta toplanarak, kaderlerine terk ediliyor. Bu öğrencilerin velilerine de "Durumufenadeğil" denilerek geçiştiriliyor. Veliler ancak çocuğu sınava girip iyi puan alamadığında işin ciddiyetini kavrayabiliyor. Ama 'Badeharab'ulBasra', yani iş işten geçtikten sonra... Özel okulların toplam kaliteye önem vermemesi hem durumu kötü olan öğrencilerin geleceğini karartıyor, hem de yarışı atı gibi yetiştirilenlerin sosyalleşmesini engelliyor. Acaba Milli Eğitim Bakanlığı ve özel okul dernekleri de benimle aynı görüşleri paylaşır mı? Takdiri onlara bırakıyorum.