Bir kadının bir erkeği, bir erkeğin de bir kadını anlaması "Deveyehendekatlatmaktan" daha zor bir iş gibi geliyor bana. O nedenle yüzyıllardır çatışan bu ikili, ne yazık ki henüz olumlu bir sonuca ulaşabilmiş değildir. Hele işin içine bir de kadın ruhundan anlayan erkek yazarlar girince (ÖrneğinRehaMuhtargibi!) işin içinden çıkılması çok zor oldu. Peki, gerçekten de kadın ve erkek arasında fark var mıdır? Vallahi bence tersini düşünen "Çarpılır." E, işin içinde "Sizlervebizler" olunca, ortaya da komik farklar çıkmıyor değil. İşte o farklardan bazıları: Bir kadın, ilişkisi iyi gitmiyorsa işine konsantre olamıyor. Bir erkek ise işi iyi gitmiyorsa ilişkisine konsantre olamıyor. Kadınlar birer "Ayaklıradar" dır. Bu yüzden erkekler onlara yalan söylerken çok zorlanır. Kadınlardaki "Vücutdilini,mimikleri,cümlelerinanlamlarınıalgılayabilme" yeteneği erkeklerinkinin 2 katı olarak belirlenmiş. Kadınlar yüksek sesle konuşmayı ve sesli düşünmeyi seviyor. Erkeklerse her ikisini de içinden yapmayı tercih ediyor. Bu yüzden kadınlar erkekleri "Duygusuz,bencilyaratıklar" olarak görürken, erkekler de kadınları "Süreklikafaütüleyenbaşbelaları" olarak görüyorlar. Kadın, birlikte olduğu erkeğe problemini açınca kendini rahatlamış hissediyor; erkek ise, kadından duymak istediği şeyi duyamayacağını biliyorsa hiç konuya bile girmiyor. Kadın iletişim kurmak için günde 20.000 kelime, mimik ve jest kullanırken bu sayı erkeklerde sadece 7.000 kelime. Erkek derisi kadın derisinden daha ince. Bu yüzden kadınların kırışıklıkları erkeklerden fazla oluyor. Erkekler dokunma duyusunun hassaslığını daha ergenlik dönemindeyken kaybediyor. Çoğu kadının erkeğini terketmenedeni, ondan somut anlamda fazla şey alamaması değil, erkeğin onun duygularınıanlayamadığı düşüncesidir.