Randers takımı beklediğimiz gibi çıkmadı. 'Ne bekliyorduk' derseniz karşınızda çok zayıf çıkar çıkmaz hemen teslim olacak ve fark yiyecek bir takım. Ama kazın ayağı öyle değilmiş. Demek ki futbolda maçtan once değil sahada kazanılırmış. Dünyada hiçbir takım yenilmek için sahaya çıkmaz. Randers de boş bir takım değil. Eğer bir iddiaları olmamış olsa ne gider Brezilya'dan adam alırlar ne Senegal'den ne de Bulgaristan'dan. Maçtan önce teknik direktörlerinin verdiği demeçler tamamen şaşırtmaca, tamamen taktik, tamamen Fenerbahçe' nin konsantrasyonunu bozmaya yönelik demeçlerdi. Ama biz buna uyanamadık. İlk 45 dakikayı heba ettik. Uyandığımız ikinci 45 dakikada ise inanılmaz pozisyonları harcayan taraf olduk. Bu kadar golü kaçırırsak Danimarka'daki deplasmanda sıkıntılı gitmeye mahkum oluruz. Zico, Appiah ve Ümit Özat'ın yokluğunda takımı beklediğimiz gibi sahaya sürdü. Sol kanatta Uğur'a orta sahada da Tuncay'a formayı verdi. Yukarıda da belirtiğim gibi ilk devre için söyleyecek olumlu anlamda tek sözüm yok. Yediğimiz golde ise Lugano'nun nerede olduğunu sormak isterim. Rakip bu kadar boş bırakılır mı buna hakkınız var mı Edu'ya beraber iyi bir ikili olduklarını iyi anlaştıklarını söyleyemeyiz. Fenerbahçe'nin savunmadaki sorunları devam ediyor. Aslında aynı sorunlar forvette de yaşanıyor. Deivid, Kezman ikilisine zaman tanıyalım diyeceğim ama nereye kadar. İkinci golde Deivid'in pasını tamamlayan Kezman oldu. Alkışlarımızı gönderelim ama 90 dakika boyunca yaptıkları tek hareket buydu. Sol kanatta ilk defa 90 dakika oynayan Uğur özellikle ikinci devre ofansa yaptığı katkılarla etkili oldu. Alex her zamanki gibi galibiyet için oynayan futbolcuydu ama Fenerbahçe'nin en iyisi sağda görev yapan Kerim'di. Galibiyet herşeye rağmen güzel. Ama orada işimiz zor.