Türkiye Büyük Millet Meclisi, 19 Eylül'de toplanıyor. AslındabuyılMeclis12günerkenaçılıyor. AB yasaları gündemde olacak. Bu gelişme olağan gibi görünse de AB'nin Türkiye hakkında yayımlayacağı rapor zannedersem pek iç açıcı değil. Budurumhükümetiadımatmayazorladı. AKP oldukça yerindebirkararalarak AB yasalarına hız kazandırıyor. Her ne kadar "AvrupaBirliğibizidışlayamaz" görüşü hakim olsa da, müzakerelerin kesilmesine sebep olacak gelişmelerin ekonominin dinamikleri açısından çok ciddi sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır. Bu konudaki en büyük sorun, Kıbrıs Rum kesimine limanların ve havaalanlarının açılması meselesidir fakat Türkiye'nin bu konuda taviz vermesi mümkün görünmüyor. Yine de AK parti'nin attığı buadımınpiyasalarayenibirgüvenverdiğinibelirtelim. Özellikle iç ve dış siyaset konusuna piyasalar çok ayrı bir önem veriyor. AB süreci, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler, tedirginlik unsuru olarak bir köşede duracaktır. Steve Hanke isimli dünyaca tanınan ekonomi profesörünün dün basına ve medyaya yansıyan açıklamalarının biraz yanlış algılandığını düşünüyorum. Hanke "Yenibirdalgalanmabeklemiyorum" derken, Türkiye'den değil, global çapta bir dalgalanmadan bahsetti. Özellikle de ABD'de üretim ve büyümede ani bir daralma olmadıkça, Mayıs ayında yaşanan türden bir dalgalanma olasılığı zayıf. Fakat ABD'nin ünlü ekonomistlerinden Nouriel Roubini'ye göre, ABD ekonomisi hızla daralacak ve ciddi bir resesyon gelecek. Eğer bu senaryo gerçekleşirse, ilk darbeyi yiyecek olan yer hisse senetleri piyasalarıdır. Bu yüzden ABD'yi yakından takip etmek durumundayız. Dün açıklanan ABD dış ticaret açığı rakamları, ABD ekonomisi için olumlu sinyaldi. Steve Hanke, Türkiye'ye ilişkin çok ciddi 2 uyarıda bulundu. Aşırı değerlenmiş TL ve seçimleri risk olarak gösterdi ve serbest dalgalı kur yerine sabit kuru savundu. Ama bu uyarılar yankı bulmadı. Global çapta bir dalgalanma olmasa bile, Türkiye'deki AB, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim riski her an Steve Hanke'nin söylediği yüzde30-40aşırıdeğerlenmişTL'yi olması gereken seviyeye getirebilir. Bununanlamıdaminibirkrizdir. Bu yüzden AB süreci ve iç siyasette adımlar çok dikkatli atılmalıdır. Ama unutulmamalı ki ekonominin dinamikleri er ya da geç TL'yi olması gereken yere getirir.