Seçim zamanı kulaklarınızın pasını silerler. Heybetli naralar eşliğinde, gelecek yılların "naylontemelleriatılır" da, gururunuz okşanır. Unutursunuz. Böbreğini satan vatandaşın haykırışını da. Ve verilen cevabı da... "Burasısakatatçıdükkanımı?"
***
Unutursunuz... Her şey aslına döner. Söner içinizdeki yangınlar. Şehit cenazelerinde kan ağlayan yanınızı bastıran, yalan vaatlere kanarsınız. Yüreğinize döşediğiniz mezar taşlarının üzerinde yazılı isimleri unutursunuz. Tabutlar içinde al bayraklara sarılmış, aslan gibi gençleri de unutursunuz. O muhteşem sloganı da(!) "Askerocağıyangelipyatmayerideğildir!"
***
Camilerinde kurulan tarikat çetelerini masal diye yuttururlar sizlere. İhale fesatçılarını helal sayarlar. Mayoyla denize giren genç kızlara saldıranların, ülkedeki barışı bozmak için yetiştirilmiş militanlar olduğunu hatırlamak bile istemezsiniz. Askerin sırtına atılan "demokrasitoplarının", aslında ülkenin bütünlüğüne kurulmuş tuzak olduğunu düşünmezsiniz.
***
Çünkü alternatifiniz yoktur. Bu televizyonlar ve gazeteler, sizleri Pınar Altuğ'yla, Deniz Seki'yle, Bodrum, Çeşme'yle öyle güzel uyuturlar ki... Sizleri din ve dürüstlük masalıyla öyle bir beşikte sallarlar ki... Çocuklar gibi unutursunuz.