SON günlerde QVT adını sıkça duyuyoruz. 4.5 milyar dolarlık hacime sahip QVT başta Galatasaray olmak üzere spor kulüplerinin hisselerine yatırım yapan bir Fon. Türkiye son haftalarda en çok ilgilendikleri pazar haline gelmiş durumda. Ancak bunun nedeni düşündüğünüz gibi yatırım değil. Tam tersine Galatasaray ile yaşadıkları sorunlar. Fon, Galatasaray'ın Sportif AŞ ile Futbol AŞ şirketlerini birleştirme planına karşı çıkıyor. QVT, Sportif AŞ'nin yüzde 7'den fazla hissesine sahip. Fon'un yöneticilerinden Angelo Moskov "Galatasaray'ın ne yapmaya çalıştığını anlamıyoruz. Diyalog kurma imkanı da bulamıyoruz. Korkarım mahkemede hakkımızı arayacağız. Biz dava açarsak takip eden birçok yabancı fon olacağına emin olabilirsiniz" diye konuşuyor. Galatasaray cephesinden ise haklı olarak "halka açılma modeli yanlış. Gelirlerin olduğu şirket borsaya getirilirken giderleri taşıyan şirket dışarıda kalmış. Bu kulübe haksızlık" şikayetleri yükseliyor. Bu operasyonda asıl amaç yatırımcılara ödenen temettünün azaltılarak kulübün mali anlamda rahatlatılması gibi gözüküyor. Sıkıntıya neden olan nokta ise 120 milyon dolara ulaşan borçlar. Türkiye şartlarında ağır bir yük gibi algılanan bu rakam 4.5 milyar dolarlık fon için adeta devede kulak kalıyor. Angelo Moskov borçların yeniden yapılandırılmasını mümkün olduğunu belirtiyor. Ancak Moskov'un Galatasaray'ı kızdıracak bir şartı var: Mevcut yönetimin değişmesi. Moskov "bir gecede çözülebilecek bir sorun ancak karşımızda profesonel yönetim görmemiz lazım" diyor. Anlaşılan fonların Galatasaray'a tepkisi büyük. Sonuçta onlar kendi çıkarlarını düşünüyor. Galatasaray cephesinde ise amaç kulübe rahat nefes aldırmak. Bir yandan da Seyrantepe'deki stat projesi ve Riva'daki arazi satışı takip ediliyor. Galatasaray'ın mali sorunları o kadar uzun süredir konuşuluyor ki çözümün bu kadar yakın olduğuna gerçekten insanın inanası gelmiyor. Yine de tünelin ucunda ışık belirdi dersek yanlış olmaz.