Kümülatif turnuva enler istatisliklerine baktığımızda Milli Takımız'dan ilk yirmide dahi bireysel olarak hiçbir oyuncumuz yok... Ama takım olarak Dünya 5.'si veya 6.'sı ve dünyada İspanya ve Yunanistan'ın ardından en başarılı 3. veya 4. Avrupa takımıyız.. Bu Tanjeviç'in giderken sözünü verdiği takım olmak kavramının en büyük göstergesidir ki buna şapka çıkarılır. Ayrıca elindeki malzemeden en başarılı işi çıkarma bakımından, esas oğlanları getirseydi bu koçluk becerisi ve otoritesiyle bizi final grubuna kesin taşırdı, hakkım baki kalmak kaydıyla, Tanjeviç turnuvanın en başarılı (Yannakis'den sonra) koçudur... "Benim yoğurt yiyişim budur" demiş ve çizgisinden kaymadan dediğini skorborda yansıtmıştır. 2001'de Milli Takım koçluğu için kendisini ismen ilk ve tek öneren kişi (manejeri olmakla dahi suçlandım o günlerde) daha sonra da Japonya'da banka ilk çıktığı güne kadar 2.5 yıl en fazla eleştiren tek kişi olarak hakkını, başberi tüm eleştirilerimin arkasında durarak, büyük bir saygı ile teslim ediyorum... Kazanan haklıdır... Tanjeviç kazanmıştır... Ülkemizde yapılacak 2010 Dünya Şampiyonası'na kadar önümüzde 2 Avrupa Şampiyonası ve 2008 Olimpiyatları var. Bu süreçte Bogdan Tanyeviç'in takımın başında kalması sağlanması halinde Türk basketbolunun vitrini Milli Takımımız, kod adı "Cesur Yürek" mi olur, yıllar içinde "12 Dev Adam"a geri mi döner bilinmez ama GURURUMUZ olacaktır. Japonya'da bu başarıyı gerçekleştiren 12 oyuncu milli takımda oynamanın ayrıcalık olduğunu duyarlılığını geriye getirerek de saha dışı büyük iş yaptılar ayrıca. Umarım inanarak "orada olmalıydılar" diye arkalarında durduğum esas oğlanlar Hidayet ve Okur da Tanjeviç'den, benim gibi "kimse vazgeçilmez değildir" dersini almışlardır. Tanjeviç kadar onlara da en güzel günler için ihtiyacımız olduğuna inancımı kaybetmedim... Ama vakit yok gemi kalkıyor artık...Japonya fatihleri Ermal, Kerem, Kaya ve %75 oyla en değerli gelişmekte oyuncu olan Ersan "zordur almak bizden formayı" türküsünü haklı olarak mırıldanacaklar. Artık yerler numaralı, ön rezervasyon şart. "Gelmesem mi acaba değil, yeriniz var mı acaba?"günlerine geldik... Yok o kadar da değil artık... Benden Demirel/ Hakyemez ikilisine de, hele Yunanistan'ın süper başarısına hasetten çatlarken, methiye beklemeyin... Hem dilim varmaz... Hem de... Bonitas non est pessimis esse meliorem (iyi olmak en kötüden daha iyi olmak anlamına gelmez). Bizi eksikliğe mahkum etmenin vebali onlarındır. Buraya kadar gelirken emeği geçen, bu onuru yaşayan ve yaşatan herkese teşekkürler...