Çarşamba gecesi yetmezmiş gibi, Fenerbahçe yeni bir denizde boğuldu. Lugano'nun gelişiyle bütün deliklerin kapanacağını düşünenler takım ruhu gerçeğini unuttular. Fenerbahçe'yi yenilginin çarmahına geren Zico'dan önce yöneticilerdi. Semih çıkıyor yerine girenlere bakın. Kocaman Fenerbahçe'nin çürük elmaları. Fenerbahçe'nin suya sabuna dokunmayan gidişleri vardı ilk yarıda. En net pozisyonu 45. dakikada yakaladı ama dün gece kendine musallat olmuş bir Tümer vardı sahada. Baş oyuncular bazen takımın hayatıyla oynar. Alex,Tuncay,Tümer dün gecenin baş aktörleriydi. "Klasik olmuş" ÜmitÖzat ve Rüştü'nün yanında. Fenerbahçe orta alanı bağışıklık kazanmış alışkanlıklarından kurtulamadı yine. Giderken iştahlı, dönüşlerde bıkkın. Bu çömez defansla Lugano'yu merak ediyordu herkes. Lugano bir pozisyon müfettişiydi, etrafı kolaçan eden ama provasız acemiliği dikkat çekiciydi. Bu adamın, anlatılanları yaşanır kılması için çok bekleyecek miyiz acaba? Fener'in kanayan yerlerini daha net biçimde teşhis eden bir Sakarya vardı 2 . yarıda. Rakip kaleye yüklendikçe pozisyon buldular ve hak ettikleri 3 puanı aldılar. Fenerbahçe ezbere bilinen bir masal gibi "Ben takım ruhuna sahip değilim" diye bas bas bağırıyor ve her yanıyla rakibine ilham veriyor. Dün gece Fenerbahçe'nin galibiyet aboneliğiydi bittiği oynamadan kazanmak sanatı da. Ona Sakarya dönüşü bir çuval acı gerçek kaldı Hakeme gelince. KuddusiMüftüoğlu'nun adam gibi maç yönettiği ömrü billah göremeyeceğim galiba.