AhmetBey'i yıllardır tanırım. Her yıl sonunda, hatasız beyanname vermek istediğini söyler ve o yıl elde ettiği gelirlerin beyana tabi olup olmadığını sorar. Geçenlerde yabancı olanlara farklı imkanlar sağlandığını duyduğunu, bunun doğru olup olmadığını sordu. Kısaca anlattım. Menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarından elde edilen gelirlerden kesilen vergi oranı yüzde15 iken, yabancılardan kesilen vergi sıfır, yerlilerden kesilen de yüzde10 olarak yeniden belirlendi. Yabancıların çoğundan zaten yüzde10 kesiliyordu. Çünkü vergi anlaşmalarında bu konuda hüküm var. Bu anlaşmalarda karşılıklı olarak uygulanacak en yüksek vergi oranı belirlenir. Daha fazla vergi alınamaz. Oran bu defa sıfırlandı. Bir kişi ya da kurumun sıfır oranda vergi ödemesi için; -Vergikimliknumarasıalması, -İlgiliülkeninyetkilimakamlarındanmukimlikbelgesininaslınıvetercümebürolarıncatercümeedilmişörneğini,bankavearacıkurumlarvasıtasıylaveyadoğrudanilgilivergidairesineibrazetmesi gerekiyor. Bu koşulları sağlayamayanların, yabancı bir ülkede o ülke vatandaşı olan güvenecekleri birini bulup, parayı bir şekilde onun adına portföy yönetim şirketlerine yatırmaları durumunda sorun çözülüyor. Yapılan da zaten bu. Yurtdışındaparasıolan,oparayaTürkiye'deparakazandırıyoramavergiödemiyor. Paran yurt dışında ise IMF'nin koruması altına giriyorsun. Değilse parayı onlar kazanıyor, vergiyi sen ödüyorsun. Yabancılar Hazine kağıtlarının faizleri için tutarı ne olursa olsun vergi ödemezler. Tam mükellefler ise istisna tutarını aşarsa beyan ederler. Eurobond denilen kağıtlarda durum daha farklı. Bunlar tamamen yabancılara yönelik. Yabancılar bunların faizi için vergi ödemez. Vatandaşın elde ettiği gelirin ise istisnasız tamamı vergiye tabi. AhmetBey sonunda dayanamadı. "Yabancıolmakvergiyükünüsıfırlıyor.BirIMFdebizvatandaşlarkendiyükünühafifletmekiçinkuramazmıyız?" diye sordu. İstediği; vergi ödememek değil, aynı koşullarda vergilendirilmekti.