Çin de faizini artırdı, global büyümede düşüş bekleniyor
Geçen haftanın son gününde gelen bir haber bütün piyasları hareketlendirdi. Çin Merkez Bankası 27 baz puanlık bir faiz artırımı yapmıştı. Öğle saatlerinde gelen bu haber sırasında borsamız öğle tatilindeydi. Fakat o sırada Avrupa borsaları birden hızlı düşüşe geçerken, gelişmekte olan ülkelerin borsalarına da satış gelmişti. Bir ara Rusya borsası yüzde 4'ün üzerinde düşüş yaptı. Daha sonra Avrupa borsaları toplarlansa da Macaristan ve Rusya, ve tabi ki bu arada Türkiye borsaları geriliyordu. "Çin'in faiz artırım kararı neden bir anda borsalarda olumsuz etki yarattı?" sorusu en çok muhatap olduğumuz sorulardan biri oldu. Basit bir anlatımla şunu söyleyebiliriz. Faiz artışları, üretim ve büyümenin önündeki engeldir. Eğer bir ülkede faizler artış trendine girmişse, büyümenin yavaşlaması beklenir. Çin hükümeti hızlı büyümenin sakıncalarını gördüklerini ve bu nedenle faiz artırımına karar verdiklerini belirtti. Yatırımlardaki hızlı artış olumlu gibi görünse de ileride bir anda ürettiklerini satamayan ve kapanan birçok fabrika olabileceği belirtiliyor ve tüketimin yavaşlatılması adına faiz artırımının yapıldığı vurgulanıyordu. Bu nedenle borsaların ilk reaksiyonu olumsuz oldu. Fakat madalyonun bir başka yüzü daha var. Şu an ABD ile Çin arasında derinden giden bir dış ticaret savaşı var. ABD Çin'i suçluyor ve Çin parası Yuan'ın serbest dalgalanmaya bırakılmasını istiyor. Böylelikle yuan serbestçe alınıp satılabilecek ve ABD dolarına karşı değeri hızla artabilecektir. Bu durumda Çin mallarının pahalanması nedeniyle, ABD'nin cari açık problemi hal yoluna girebilecektir. Fakat Çin asla serbestçe dalgalanan paraya izin vermiyor. 30Eylül'ekadarsürevar Amerikan senatörlerinden Charles Schumer ve Lindsey Graham Çin'in para politikası ve Yuan'ın serbestçe dalgalanması konusunda en geç 30 Eylül itibariyle çok radikal değişiklikler beklediklerini vurguluyorlar. Eğer Çin'den önemli bir adım gelmezse Çin mallarına tarifeler konulması konusunda senatoya teklif getireceklerini belirtiyorlar. Çin ile ABD'nin son bir yıldaki dış ticaret dengelerine bakıldığında, ABD'nin dış ticaret açığı 210 milyar dolar olmuş ve ucuzlayan ithalat nedeniyle ABD'nin imalat sanayi sektörlerinde işsizlik artmaya başlamış. İşte bu gelişmelerin suçlusu olarak Çin görülüyor. ABD kendi yanlış politikalarını görmek yerine, 1987'lerde nasıl ki Almanya ve Japonya'yı suçlamışsa, şimdi de aynı baskıyı Çin üzerinde kuruyor. Çin'in son faiz artırımına uzmanlar farklı yaklaşıyorlar. Bazı uzmanlar, ABD'nin yarattığı baskıyı hafifletmek için yapılmış bir hareket olarak görürken, Çin'li uzmanlar bu kararın Yuan'ın değerlenmesine ve dünyadaki dış ticaret dengelerinin yeniden rayına girmesine yol açacağını belirtiyorlar. ABD'li bazı uzmanlar Çin'in zaman kazanmak istediğini ve parasını serbest dalgalanmaya bırakmayacağını söylerken, finans uzmanları bu kararın "daha az likidite" anlamına geldiğini belirtiyorlar. Sonuç olarak; Son bir yılda neredeyse bütün ülkelerin eş anlı faiz artırımları nedeniyle global likidite daralıyor. Kolay para dönemi bitiyor. Dünyada global olarak büyüme oranlarının düşmesi bekleniyor ve bu durum, orta ve uzun vadede borsalar için hayırlı haberler değildir. Gaza gelmeyiniz...