Aşk günlüğü
Gençliğimi kimse bilmez. Sakallarımdan çocuk kokusu, ağzımdan ay ışığı fışkırır benim. Ceketimi yağmurlara astığımdan beri, tehlikeli şiir okur, dünyaya sataşırım. Hani benim gençliğim nerde. İki yanımda iki polis, ellerimde kelepçeler. Beni bul, beni bul... Ayvalık'tan Deli Kral
Gel seninle sevgilim mutluluğa gidelim. Şu üç günlük dünyada sevelim, sevilelim. Dikenler bir gül olur, ateşler bir kül olur, dağlar bile yol olur gelmesini bilene. Gel! En tenha saatlerde çık sokaklara. Yalnız ol! Beni bekle! Dertleşelim seninle. Bitmeli bu hüzün, bitmeli bu keder, mutluluk varken. Bak! Gökyüzü mavi, yapraklar yeşil. Bu mevsim bir daha gelecek değil. Ayrılık mı? Yakışmaz bize... Gitmek istiyorsan gidebilirsin. Biz ne ayrılıklar görmüş adamız. Çekinme sen de vur sırtımdan beni. Biz ne ihanetler görmüş adamız... Repçi Balkan'dan birtanesine
Yüreğim umulmayan yaralarla baş edemezken, bir tatlı gülüşe hasretim ve sen hangi düşlerdeysen, gel gülüşünü özledim. Canım abiciğim seni çok özledim... Gaziantep'te askerlik yapan Gürkan abime
Alsalar da şu yaşla dolu gözlerimi yerlerinden. Çalsalar da haberim olmadan seni kalbimden. Eğer unutacaksa, bu can çıkmasın bedenimden. Ölürsem söyleyin, mezarıma gelmesin... S evmeyi bilmeyen Çağlar'a
Alemlerde ismimiz, karakolda resmimiz. Biz bazen efendi, bazen de serseriyiz. Dostumuzu dost gibi sevmesini bilir, Allah'ına kadar severiz... Alemci Celal'den dostu Ramazan'a
Rakıyı susuz, sigarayı filtresiz içtik. Sevgiye sınır çizmedik, dostluğa fiyat biçmedik. Hata olur, ama yanlış yoktur özümüzde... Genç Tofan'dan tek dostu Ramço'ya
Şimdi daha iyi anlıyorum ki nefes almak değilmiş yaşamak, ateşlerde yanmak gibi bir şey seni severken sensiz olmak... Bülent'ten Aydınlı Yeşil Gözlü'süne
Gözlerin gözlerimde, ellerin ellerimde, kalbin içimde ve ruhum bedenimde olduğu sürece seni sonsuza kadar seveceğim. Yeliz'den Mahmut Bozbaş'a
Bir çiçek hiç solmayan, hiç koparılmayan, hiç yalanı olmayan, sonsuzcasına dostluğumuz gibi... Cemal'den Canan'a
Vay gülüm vay! Derde mi yanarsın, sevdaya mı? Neye yanarım biliyor musun güzel kız? Hani beni görüp de, suratını asışın var ya; ha işte ona yanarım. Sanki suç bendeymiş gibi. Kendine gel güzelim, sen benim sevdiğim, sen benim taptığım, sen benim sevdalım olamazsın. Çok değişmişsin be güzelim, hani bir söz vardır bilir misin? 'Ağlamayı bilmeyen gözler, sevmeyi de bilmezlermiş', ama ben seni hala seviyorum be güzelim. Bu da demektir ki, ben hala ağlıyorum. Ya güzel kız, bendeki bu aşk, ne heves, ne de üç beş günlük. Bendeki bu aşk, bu can bu bedenden çıkıncaya kadar güzelim. Bu can bu bedenden çıkıncaya kadar... 61...Murat Koç...61
Sevilmeden sevmek, sevdiğini başkasının yanında görmek, gülerken ağlamak, unutmak için bir teselli bulmak, seni sevdiğim halde sevmedim demek, ne kadar zor biliyor musun?.. Selim'den Deniz Kızı'na
Hep karşımıza namertler çıktı. Bizi ne silahlar, ne de bıçaklar yıktı. Gönlümüzü harabeye çevirenler, sevgi verdiklerimiz kafamıza sıktı... Maltepeli Umut'tan vefasızlara Balıkesir
Seni ben yeni hayaller kurmak için seçtim. Seni ben yeni rüyalar görebilmek için seçtim. Senin gözlerinden bir daha yaş gelmesin diye sevdim. Seni bir ömür boyu hayat arkadaşım olasın diye sevdim... Onur'dan Doğanşehirli Derya'sına
İsmi lazım değil, beni o zalim yıktı. İsmi lazım değil, o bir vefasız çıktı. İsmi lazım değil, döküldü gözyaşımdan. Yerden yere vurdu. Bu yüreğin hesabını soracağım... (Kalpsiz) Karaman 70
Ben kalem ve kağıdın ölümsüz hikayesiyim. Ben takvimsiz beşinci mevsimim. Gülün nazını ben çeker, dikenini ben anlarım, sevgidir adın. Çünkü; sevgi seninle yoğrulmuş, şefkat sende varolmuş. Yağmurun ilk damlaları kadar sade, güneşin ilk ışıkları kadar aydınlatıcısın. Aşkım seni çok seviyorum ve karım olmanı istiyorum. Sensiz asla yaşayamam bebeğim... Yalovalı Soner Çelikkanat'tan birtanesi Lale'sine
Aşk vardır, yaşamak için. Aşklar vardır, unutulmak için. Onlar aşıktılar. Yürek, yürek bölündüler. Aşkların yenisi henüz yaşanmamış olandı. Umuda sığındılar, çoğaldılar. Onlar aşıktılar, şairdiler, şiirleri vardı. Yazılmamış, yazılsa da okunmamış. Biraz hüzünlüydüler. Hepsini duyulmamış mısraların ve de en keskinini kalem ucundaki bıçakların doğacak olanına sakladılar. Ölüydü aşklar, bağışlandılar. Ölüydü ya aşklar! Usulca canlandılar... Mehmet'den Gökçe'ye
Ben kalem ve kağıdın ölümsüz hikayesiyim. Ben takvimsiz beşinci mevsimim. Gülün nazını ben çeker, dikenini ben anlarım, sevgidir adın. Çünkü; sevgi seninle yoğrulmuş, şefkat sende varolmuş. Yağmurun ilk damlaları kadar sade, güneşin ilk ışıkları kadar aydınlatıcısın. Aşkım seni seviyorum... Emrah'tan Prenses'ine Ee-Ss
O ipek saçların bir bir dökülsün, öksürdükçe içinden ciğerlerin sökülsün, herkes neşe içindeyken senin boynun bükülsün, geçsin bütün ömrün ağlamakla, geçsin gözlerinden bir damla yaş kalmasın, kulakların tıkansın güzel söz duyamasın. Beni yaktığın için sen de cayır cayır yanasın zalim... Alanya'dan Serkan Mersin Yenipazar'daki Rojda'ya
|