Gündüzleri yitirenler, akşamlarda bulur kendisini. Dengini bulamadığı bir hayat arkadaşlığına ve kadere inat, kadehini umutsuzluğa kaldırır. Çaldırır yarınlarını. Onlara akşamcı derler. Onlar peşin öderler hayata borçlarını, o yüzden erken giderler. Yarınları öksüz, bugünleri yetimdir. Düpedüz intihar ederler.
***
Her boş evde bile bir hikaye vardır, okumayı bilenler için. Akşamcıların hayatı kalın bir kitaptır. İçinde istemediğiniz kadar yenilgi. Kendi içine akan nehirlerin bulanıklığı vardır yüzlerinde. Sararmış bir ömrün en yorgun hali.
***
Düşleri tek renktir de, zamanın unutulmuş bir yerinde, kendilerini hatırlayacak izler ararlar kadeh diplerinde. Ceplerinde eşlerine, çocuklarına harcanması gereken bir sorumsuzluğun belgesi durur. Bazen de bir yalnızlık haritası. Kendilerini bekleyenlerin içinden neler geçer, akşamcı bilemez. Yabancı gölgeler sokak aralarında birbirine girerken, akşamcının dili dönmez. Üzerine sinmiştir içki kokusu, evin içindeki bütün uykuları böler. Bazen bir aileyi yok eder akşamcı... Onların yüreğindeki yırtığı kimse dikemez.
***
Sokak aralarında yatar halde bulunurlar bazen; sararmış, solmuş... Kış gecelerinde azar azar donmuş. Kendileriyle birlikte, yakınlarını da tüketirler; haksızca, insafsızca. Pişmanlıkları hurda yığını gibidir. Ölür giderler de, kimse hatırlamaz onları. Mızıka çalar çocuklar, ölen babalarına. Yanlış çizilmiş bir kader çizgisinden aşağı düşen insanların elinden tutan olmaz. Onlara akşamcı derler. Ölüme en kısa hangi yoldan gidilir. En iyi onlar bilirler.