Sanki sözleşip anlaşmış gibi, aşağı-yukarı aynı başlığı atmıştı dünkü gazeteler: "Dinkiçinaydınçıkışı" demişlerdi. Türklüğü alenen tahkir ve tezyif etmek suçundan verilen hapis cezasının Yargıtay'da onanması üzerine AgosGazetesiYönetmeniHrantDink için imza kampanyası başlatanlara, akademisyen, sanatçı, yazar, gazeteci, işadamı ve vatandaşlardan destek gelmiş. TCK'nın 301'inci maddesinin acilen kaldırılıp Dink'in de kurtulmasını sağlamaya çalışanlar da, bu destekten çok memnun kalarak açıklama yapmışlar: "HrantDink'insuçsayılanyazısını,fikirözgürlüğüadınasavunduğunuvebu'suç'aiştirakettiğimiaçıklıyorum" diyerek, savcı ve hakimlerin şahsında devlete ve herkese meydan okumuşlar.
Tavuskuşugibiler Okuyan ve duyanlar, listede imzası olanların kabadayılığı konusunda ne der bilemeyiz ama, Dink'everilen6ayhapsin6haftasını,hatta6gününübiledeğil,6saatinigözealamazhiçbiri... Birkaçı hariç, hemen tamamı, sırça köşklerin tavus kuşu! Aykırılık ve uçluklarla "aydın,akademisyen,gazeteci,yazarvesanatçı" sıfatlarını parlatıyorlar. Türk'ten yana olamayıp "Türkiyeli" takılmayı tercih eden medya da, bunları ülkenin vazgeçilmezleri gibi tanıtıp sunuyor. Ülkenin çocukları silah ve bombalarla öldürülürken, yarım ağızla da olsa terörü kınadıklarını açıklayanlar, milletin tamamına iftira atanlara sahip çıkıyorsa, bu işte bir bit yeniği var demektir. Hrant'ınyaptığıdaterördeğilmidir?Türkmilletinisoykırımcıgöstermekleiftiraatmamışmıdır? Silah ve bombalar düştüğü yerdeki herkesi, sözler ve yazılar ise gönderilen adresteki kitleleri öldürüyor. Yani, günümüzde terör, silahla birlikte, asıl düşünce platformunda ve lafla yayılıyor. O lafın yanına eylem de girdiğinde, teröristin tüm mekanizmaları harekete geçiyor. Kurgulanan beyinler, ölüm kusan aletlere dönüşüyor.
Lafınağırlığıdavar Bu yüzden, kimi aydın çıkışları, asla masum değildir. Tersine; ihanet, hesap ve intikamın beslendiği "kurgualanları"dır. Milletin tepkilerini de kırmaya yönelik, masumfotoğraf çekim merkezleridir. Dil yarasının, bazen kurşun yarasından daha ağır olduğunu çok iyi bilen bir toplum olarak, millete tepeden inme hükmetmeye çalışanları iyi tanımalıyız. Hangi maskenin arkasına gizlenerek zehirlerini saçmak istiyorlarsa, asla izin vermemeliyiz. Peş peşe toprağa verdiğimiz aziz şehitlerimizin acısı ile dün gömülen bir PKK'lının cenazesinde ağzına geleni döken örgüt destekçisi belediye başkanının yaşattığı acı arasında fark var mı? Hatta o lafla, yangına benzin döker gibi olmadı mı? Öyle ise vatana,millete,bayrağa ve diğer bütün kutsallarımıza karşı ihanet eden, iftira atan ve yalana sarılan herkes de hesabını verip cezasız kalmamalıdır. Devletvemillet,ancakböyleyaşar.