Başlıktaki bu söz, Aydınlı Grubu ile yaptığı Strateji Ortaklığı Anlaşması'nı kutlamak ve "Dünden Bugüne Pierre Cardin Defilesi" için İstanbul'a gelen ünlü modacı Pierre Cardin'e ait...
***
Pierre Cardin markasını bilmeyen yoktur. Peki, markanın ardındaki ismi kaç kişi tanır? Biz, önceki gece tanıma fırsatı bulduk.
***
Boğaz'da bir teknedeyiz. Masanın başında 84 yaşında bir adam. 84 yaşında olduğuna inanmak hayli güç. Öğle saatlerinde tarifeli seferle gelmiş İstanbul'a. Basın toplantısı, röportajlar, çekimler. Biz İstanbul trafiği yorgunu olarak masaya oturduğumuzda, o keyifle şarabını yudumluyordu. Belki de ilk kez bir protokol masasında resmiyet değil samimiyet hakimdi. Her işin altında bir çapanoğlu arama alışkanlığımızdan olsa gerek, ilk soru üzerindeki ceketin markası oldu. Pierre Cardin etiketini gösterdi ve başladı saymaya: Kendi otelimde kalıyorum. Kendi restoranımda yemek yiyorum. Kendi adımı taşıyan nevresimde uyuyorum. Kendi suyumu, şampanyamı, şarabımı yudumluyorum. Çikolatamı tadıyorum. Kendi tiyatromda oyun, kendi adımı taşıyan sinemalarda film izliyorum. Oturduğum koltuğun markası Pierre Cardin. Üzerimdekilerin hepsi Pierre Cardin... "Bir istisnası yok mu?" diyoruz. Gözlüğünü gösteriyor: Bu Pierre Cardin değil. Ve bir anısını anlatıyor: Amerika'da havalimanına indim. Diğer yolcularla kuyruktayım. Güvenlik gereği hemen bavullarımı açtılar. Bavullar Pierre Cardin'di. İçindeki her şey de... Polis sordu: Siz Pierre Cardin'in temsilcisi misiniz? Pasaportumu gösterdim: Ben Pierre Cardin'im. Aramızdan biri dayanamayıp soruyor: Sıkılmadınız mı? Yanıtı net oluyor: Alıştım. Bu yaşta hâlâ işinin başında olmasının sırrını merak ediyoruz. "Yaşıtlarım ya bu dünyadan ayrıldı, ya da çok yavaşlar. Onlarla vakit geçirmek beni sıkıyor. Ben gençlerle sohbet etmekten keyif alıyorum. Sürekli geziyorum. Yeni insanlar tanıyorum. Onlara markamı tanıtıyorum" diyor. Peki ya emeklilik, sakin bir hayat? Gülümseyerek yüzümüze bakıyor: Bunu yıllar önce düşünmeliydim. Artık çok geç...
***
Ve dün gece... Podyum arkasında mankenlerin giyeceği kombinlerle bile bizzat ilgilenen, 84 yıllık beden içinde yaşayan o genç adama bakıyorum. Sırrını daha iyi anlıyorum. O sürekli değişiyor. Ve yarım asırdır sürekli yeni kalıyor. O sırada, geceye onur konuğu olarak çağrılan, ancak defileyi izlemeye gelemeyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir gün önce söylediği sözleri hatırlıyorum: Değişmem, değişemem...