BülentEcevit26 gündür yoğun bakımda. GülhaneAskeriTıpAkademisiHastanesi'nin 1. katında yatıyor. "Generalkatı" olarak bilinen 7. katta RahşanEcevit var. RahşanHanım her gün sabah ve akşam olmak üzere iki kez 1. kata inerek 60 yıllık hayat arkadaşının başucuna oturup konuşuyor. BülentEcevit' in makineye bağlı hali onu umutsuzluğa, çaresizliğe sürüklemiyor, perişan etmiyor. Çünkü hayata ve kendisine döneceğinden kuşkusu yok...
***
Çok özel bir ilişki Ecevit çiftinin yaşadığı. "Bizianlamıyorlar" diyordu RahşanEcevit bu ilişkiyi tanımlarken: "Bülentbenimoğlum,eşimvebabam.Bendeonunkızı,eşiveannesiyim. Bunukavrayamayanlar,bizimilgimizi,dostluğumuzuelbetteanlayamazlar"
***
Rahşan-BülentEcevit çifti 1946 yılının 22Ağustos günü yaşamlarını birleştirmişti. O günden bu yana hastalıkta, sağlıkta, iyi ve kötü günde hep birlikte oldular. Şimdi BülentEcevit' in yaşama savaşını kazanması için birlikte mücadele ediyorlar. RahşanHanım,"sevgili-eş"ini "derinuyku" dan uyandırabilmek için onunla uzun uzun konuşuyor. Kendisinin ve Türkiye' nin onu ne kadar çok sevdiğini, hakkında yazılanları, sağcı-solcu herkesin dua ettiğini anlatıyor. Ayrıca günlük gelişmeler hakkında bilgi veriyor. Çünkü Ecevit sağlığında gündemi yakından takip etmek isterdi... Kendi çalışmalarını anlatıyor, onu beklediğini, daha yapacak çok şeyleri olduğunu söylüyor. Yarım kalan kitapları tamamlayacaklarını (Ecevit'insondönemdeyayınahazırladığıikikitabı,RahşanHanımbilgisayarayazıyordu.)
***
RahşanEcevit, çok güçlü bir kişiliğe sahip. Olaylar karşısında zayıflık, yılgınlık göstermiyor. Bir sohbetimizde, onu ayakta tutan hayat felsefesini, "gücününsırrı" nı şöyle açıklıyordu: "Benherhangibirolaykarşısındaçokfazlaüzüleceğimihissettiğimanda,hemenbaşkabirşeyleilgilenirim.Diğerkonularbenifazlaetkilememişolur"... İşte şimdi yine aynı şeyi yapıyor RahşanEcevit. Hastanedeki odasında "piyes" yazıyor. Piyesin konusu "Türkiye'nindüzeni". Daha doğrusu Türkiye' nin düzenindeki sakatlıklar. İhaleler, yolsuzluklar, eşdost ahbap kayırmaları. Yani popüler deyimiyle AliDibo düzeni... Aslında bu piyesi uzun süre önce yazmaya başlamış, daha sonra vakit bulamadığı için yarım bırakmıştı. Şimdi BülentBey' in uyanmasını beklerken, piyesi tamamlamaya çalışıyor. Ecevit uyanık olsa bundan mutluluk duyardı. Çünkü RahşanHanım' ın kültür sanat faaliyetlerini, kitap yazmasını hep desteklemişti. Daha önce "Pülümür'deAşk" isimli kitabı yayınlanan RahşanEcevit, ikinci kitabına ilişkin çalışmaları hakkında da eşine bilgi veriyor. Çünkü BülentEcevit' i iyileştirebilecek nitelikte güzel haberlerden biri de bu...
***
RahşanEcevit basın açıklaması yapmaya hazırlanıyor. Konu yabancılara mülk satışı. Aslında bu açıklamayı geçen hafta yapmayı planlamış. Ancak Cumhurbaşkanıİsrail' de olduğu için nezaketen bu haftaya ertelemişler. Malum, özellikle GAP bölgesinde en çok arazi alanların başında İsrailliler geliyor...
***
RahşanEcevit,BülentEcevit' le birlikte çok büyük zorluklara göğüs gerdi. Suikast girişimlerini, darbeleri, taşlı, sopalı, silahlı saldırıları atlattılar. Evliliklerinin ilk yıllarında yoksulluk içerisinde yaşadılar. Çok zor günleri geride bıraktılar. 12Eylül darbesi yapıldıktan sonra 3 kez cezaevine giren eşi için dışarıda kamuoyu oluşturma görevini RahşanHanım üstlendi. BülentEcevit' in cezaevinden çıkmasını sağlamak için avukatlarla birlikte dedektif gibi çalıştı. Askeri yönetim CHP' yi kapatmış, eşine siyasi yasak getirmişti. Yılmadı, yeni bir parti kurdu. DSP' nin kurucu genel başkanı oldu ve siyasi yasağı kalkınca bayrağı yeniden eşine verdi. Eşi beyin kanaması geçirdiği gün, o televizyonlara çıkmış, Hükümet' i istifaya davet ediyordu. Bir başka gün hastane önünde Ecevit' in doğum günü pastasını kesiyordu. Onun bu güçlü duruşunu yadırgayanlar da olabilir. Ama unutmamak gerekir ki, BülentEcevit' i de yarım yüzyılı aşkın süre siyaset sahnesinde ayakta tutan güç "DemirLeydi" dir...
***
Ve Ecevit' in sağlık durumu İki günde bir beyin tomografisi çekiliyor. İyi gelişmeler var. Beyindeki ödem küçük ölçülerde de olsa azalıyor. Bu da umutları artırıyor. Böyle gider; ödem tamamen çözülebilirse, başaracak. Hem de kafasındaki dikiş izinden başka iz kalmadan... Dayan Karaoğlan...