Pazar sabahı, giydim spor kıyafetlerimi, attım kendimi sokaklara 3 saate yakın yürüdüm. Hava ağır sıcak değildi, tatlı bir esinti vardı, doğa yeşilin binbir tonu ile insanın ruhunu serilteliyordu zaten.
***
Ama benim ruhum tanık olduğum hazin bir manzara sebebiyle nasıl ezildi, büzüldü anlatamam. Okulların önünden geçerken, içerde sınav teri döken evlatlarını bekleyen analar bababaların manzarasıydı içimi fena eden.
***
Yıllar önce henüz 12 yaşında olan oğlum aynı sınavda terlerken, ben de okul kapısında dokuz doğurmuş, bir paket sigarayı savurmuştum gökyüzüne duman duman. Ne telaştır, ne sıkıntıdır, ne büyük dualardır evlat içerde minicik yüreği ile terlerken bir kapıda çaresizce beklemek, yaşamayan bilemez.
***
811 bin çocuk katılmış sınavlara. Türkiye'nin bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda "iyi okula" bu çocukların yüzde kaçı girecek, bilir misiniz? En çok yüzde 1'i! Geri kalanı çoktan iflas etmiş mahalle mekteplerinde dirsek çürütmeye yazılacak! Tanık olduğum bu manzara, düpedüz, evirip çevirmeden yazıyorum, Milli Eğitim'in iflas etmiş olduğunu da göstermektedir.
***
Devletokullarıdevleteliyleiflasettirilmiştir . Buna karşılık, üç beş yabancı dille eğitim veren liseler, birkaç anadolu lisesi ile fen lisesi kaldı geriye! Türkiye'ye ne kadar yazık edildiğini bundan iyi hiçbir manzara gösteremez.