Sermaye, ürkek bir ceylandır. Nazenindir çok hızlı kaçar. Sermayenin milliyeti yoktur. Sayın Başbakan, "Sermayeninyabancısıyoktur" diyor. Ah bu cümleyi 1960'lı yıllarda söyleyebilseydik. Yatırımlar burada yapılsaydı. 3 milyondan fazla insanımız yabancı yerlerde yabancı ekonomilere çalışmaz, ülkemiz bambaşka bir yerde olurdu. 3 milyon insanımız sadece tasarruflarını gönderebiliyor, kazancının büyük bir kısmını yaban ellerde harcıyor. Fikirlerealışıldı Hatırlarsınız; 1983 yılı, genel seçimlere giderken rahmetliler Özal ile Calp televizyonda tartışıyorlardı. Özal,"Satarımefendim" diyordu, Calp ise "Sattırmam" diyordu. Boğaz Köprüsü'nü kimse gelip sırtlayıp götürmedi, köprü, kendine bir arkadaş da edindi. Özelleştirme fikri toplumumuz için yeni idi. Sol bir parti kurmuş olan rahmetli Calp statükocuydu. Devletin malı nasıl olurdu da satılırdı? Onun gibi düşünen çoktu. Toplum özelleştirmeye, dış sermayeye kucak açmaya hazır değildi. Özal özelleştirirken, Danıştay durdurma kararları verdi. Aradan geçen 20 yıl içinde toplum özelleştirme fikrine alıştı. Bu hükümet o alışmanın meyvelerini topluyor. Başarı onların hanesine yazılıyor. Keşke biz de Almanya gibi, Polonya gibi hatta Rusya gibi özelleştirmemizi yıllar önce tamamlayabilseydik. Dış sermaye gelip banka alıyor. Gayrimenkul alımı yapıyor, bazılarımız tedirgin hatta kırgın. "Niyeyabancılargelipbankamızıalıyor?Binalarımızonlarınoluyor?" diyenler çok. Bana göre merak edilecek bir konu yok. Hiç kimse ne bankayı ve ne de binaları alıp bir yere götürmeyecek. Dış sermaye gelsin, ona renk uydurmayalım, yeşil, sarı, kırmızı renk yakıştırması yapmayalım. Tesisler kurulsun, benim insanım karnını doyurmak için ülke ülke dolaşmasın, baba yurdunda kalıp ülkemiz ekonomisine katkıda bulunsun. Serbestdolaşım... AvrupaBirliği'ne girmek tercihini yapan ülkemiz artık, sermaye için yerli-yabancı sermaye ayırımı yapamaz. Sermayenin serbest dolaşımı asıldır. Nasıl ki, kendi insanımız yabancı ülkelere gidip yatırım yapıyorsa yabancılar da gelip bizde yatırım yapacaklar. Onların gelmesindeki esas amaç, kendi ülkelerinden daha çok kazanmaktır. Kazanacaklar, kazandıklarını kendi ülkelerine götürecekler. O iş kolu cazipse kendi müteşebbisimiz sektöre yatırım yapacak ve kendiliğinden tabii bir denge oluşacaktır. Evet, sermayenin yabancısı yok, sermayenin yeşili, sarısı yok, kırmızısı yok. Emele birleşerek katma değer üreten, insanımıza iş kapısı açan üretim aracı var.