PaşalimanıAdası'nı devlet resmen unuttu. Ne bir doktoru, ne de okulunun bilgisayarı var. Adanın tek hastanesi virane durumda. Paşalimanı halkı unutulmuşluğa isyan ediyor.
Türkiye'nin 3'üncü büyük adası Türkiye değişiyor, Türkiye gelişiyor ancak nedense Marmara'nın ortasındaki Paşalimanı Adası, tavan arasındaki eski bir eşya gibi hatırlanmayı bekliyor. Paşalimanı, Türkiye'nin 3'üncü, Marmara'nın 2'inci büyük adası unvanını taşıyor. Ancak ne bu unvan, ne de Bizans'a kadar dayanan tarih, Paşalimanı'nı hatırlatmıyor. Ada halkı ise isyanını sessizliği ile anlatıyor. Yine de uzaklardan geçen her gemiye, "Acaba bize de uğrar mı?" diye bakılıyor.
SADECE 23 ÖĞRENCİSİ VAR KEŞFEDİLMEYİ bekleyen cennette sadece 800 kişi yaşıyor. Bizans döneminden kalma eserler, bir zamanlar Fransa'ya en kaliteli şarapları üreten Şaraphane ise yılların yorgunluğu ve unutulmuşluğun mahzunluğunu taşıyor. Küskün ifadelerin diyarı Paşalimanı'nda hayata dair en büyük kıvılcım, sokaklarda açan beyaz zambaklar oluyor. Oysa adanın 23 öğrencili, ilköğretim değil ilkokulunda, tek bir öğretmen bulunuyor.
KIRGIN UMUTLARLA YAŞANIYOR ÇOCUKLARIN tek dünyası, yırtık dünya haritası... Doktorsuz sağlık ocağının bahçesinde ise yabani otlar hüküm sürüyor. En ufak bir rüzgarda elektrikler kesilirken, tamir edecek teknisyen olmadığı için ada karanlığa gömülüyor. Ve elektrik kesik olduğu için haberleşme ağları çalışmıyor. Paşalimanı, terkedilmiş eski sevgili gibi, hatıralara bağlı, kırgın umutlarla yaşıyor.