Yarım metre kar üzerine veya köy meydanındaki toztoprağa "Bakangeliyor" diye kırmızı halılar serip ilkokul çocuklarını da saatlerce dizip bekleten idarecileri çok görmüştük ama Niğde'deki valinin yaptığına ilk defa şahit olduk. Gazetelerin "işgüzarlık" diye verdiği haberlere bakılırsa, hükümetin en fiyakalı bakanlarından MilliEğitimBakanıHüseyinÇelik bir dizi program için Niğde'ye gidiyor. Yüce devletimizin huyudur ya; Anadolu'daki gazeteciler "mahallibasın" sınıfına girdiğinden ve onların genel medyaya da servis yaptıkları göz ardı edildiğinde, bu tür programlara İstanbul veya Ankara'dan gazeteciler de götürülüyor. Fiyakalı bakanlar için bu tür uygulama, aynı zamanda güç gösterisi de oluyor. "Vaybe...Bubakançokkuvvetli...İstanbulveyaAnkara'nınmeşhurgazetecileribileonuizliyor. Hükümetinenönemliismi,buolmalı..." havasıyla yelkenler şişiriliyor. 'Ayağakalk'talimatı Uzatmayalım; BakanÇelik' in Niğde programında, sıra öğle yemeğine geliyor. Öğretmenevindeki yemek salonunda bürokratlar ve misafirler masanın etrafından yerlerini alarak konuk bakanı ayakta beklerken, Ankara'dan gelen gazeteciler oturuyor. Ne oluyorsa, o anda oluyor ve vilayetinde bakanı ağırlayan NiğdeValisiGündüzBeder, hışımla içeri girip salondaki herkesin ayağa kalkıp Çelik' i karşılamasını istiyor. Yol yordamı, kural ve protokolü çok iyi bilen; nice bakan eskitmiş olan Ankara'dan gelmiş gazeteciler "tın" lar mı bu talimatı! Tabii ki, çakılmış gibi oturuyorlar yerlerinde! İkinci uyarıya rağmen de, ayakta oturan onca kişinin arasında Ankaralı gazeteciler "mostralık" gibi dikkat çekince, Vali Bey görevlileri gönderip, "Uyarın,ayağakalksınlar" diyor. Sonuç yine değişmeyince, bu defa kendi gidip sinirle "Sizkimsiniz?Nedenayağakalkmıyorsunuz?Ankara'dabuterbiyeyivermedilermi?SayınBakanayaktabeklenir" deyince, gazeteciler de salonu topluca terk ediyor. Memur,emiralanmış Sonrasını merak edenler için belirtelim! Yemeğe gelen BakanBey,Ankara' dan gelen gazetecileri göremeyince soruyor ve yaşananları öğrenip "Olmazöyleşey" sözleriyle tepki gösteriyor. Dersini alan Vali de(!) gazetecilerin yanına gidip "Bensiziöğretmenzannettim.Özürdiliyorum.Babanızyaşındayım.Sofrayagelin.Bizmemuruz. Memurolan,emiralankişidemek" sözleriyle gönül almaya çalışıyor ama, Ankaralı gazeteciler kül yutar mı? "Öğretmenolmadığımızıbiliyordunuzveazarladınız" cevabını yetiştiriyor. Niğde'deki protokol krizi de böyle noktalanıyor ama "Bakanyemeğindenasıldavranılır" millet de öğrenmiş oluyor. Sadece; emiralankişiolanmemurun,oemrikimdenaldığıanlaşılmıyorsada, kırmızı kitapta yazıyordur herhalde.