Gözleri iki küçük pusula Tarkan'ın. Korumalar arasında bile tutkunun adresini şaşırmıyor. Hele bu sevginin adı çocuksa.
Kendisine el eden çocuğun yanına uzanıyor Tarkan. Ömürdeki en kadim dostların çocuklar olduğunu biliyor. Aralarındaki iletişim tel örgüleri aşıyor da, Tarkan'ın ruhundaki babalık özleminin sokağında buluşuyorlar. Tarkan, annesinin yanındaki çocukla aynı dili konuşuyor artık. Yağmur altında ıslık çalarak dolaşmaktan çok daha özgür bir dil. Onca şöhret ve sevgi yağmurunda gizlenemeyen tutkuların dili. Yaşamın ana dili, baba dili...