Bugüne kadar özürlü sorunlarının çözülememesinin tek nedeni, devlet değil. Bunda bazı 'özürlü dernekleri'nin de rolü var. Neden mi? "Cüzdan hastalığı"na yakalanmışlar da ondan. Kanserden bile beter ve bulaşıcı olan bu hastalığa, tıp alemi bile çaresiz kalıyor. Bu hastalar sokak başlarında, caddelerde güya dernek adına şarkı söyleyerek tedavi olmaya çalışıyor ama nafile... Çünkü, "cüzdan hastaları" başka bir hastalığa daha yakalanmış: Modern dilencilik. Gazete sayfalarına ilan verip "Tekerlekli iskemle (aküsüz) için bilmem şu kadar bağış yaparak insanlık görevinizi yapın" gibi duygu sömürüsüyle değişik bir tedavi yöntemi uyguluyorlar. Şaka gibi ama gerçek... Nasıl mı oluyor? Şimdi size, zevkle okuduğum ve durumu çok iyi özetleyen bir hikaye (Mümin Sekman "Her şey seninle başlar") anlatayım da kararınızı öyle verin: Kafese 5 maymun koyarlar. Ortaya bir merdiven kurarlar. Kafesin tepesine de iple muzları asarlar. Herhangi bir maymun merdivenle muzlara ulaşmak istediğinde, dışarıdan üzerine soğuk su sıkarlar. Merdivenleri çıkmaya çalışan maymunla birlikte diğerleri de soğuk sudan nasibini alır. Bütün maymunlar denemeler sonunda sırılsıklam olurlar. Bir süre sonra, muzlara doğru hareketlenen maymun diğerleri tarafından engellenir. Sonra maymunlardan biri dışarı alınıp, yerine yeni bir maymun (Adı 'A' olsun) konulur. A'nın ilk yaptığı iş muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur; fakat diğer 4 maymun buna izin vermez ve yeni maymunu döverler! Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha (Adı 'B' olsun) değiştirilir. B de merdivene yaptığı ilk atakta dayak yer. Bu ikinci yeni maymunu (B) en şiddetli ve istekli döven sonradan kafese giren ilk yeni maymun A'dır!!! Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. En yeni gelen maymun (Adı 'C' olsun) da ilk atağında cezalandırılır. Diğer 4 maymundan 2'sinin, (Sonradan gelen A ve B) en yeni gelen maymunu (C) niye dövdükleri konusunda hiçbir fikirleri yoktur! Yine de şiddetle döverler! Son olarak en başta ıslanan maymunların dördüncüsü ve beşincisi de yenileriyle (D ve E) değiştirilir. Tepelerinde bir salkım muz asılı olduğu halde artık hiçbiri merdivene yaklaşmamaktadır. Neden mi? Çünkü burada işler böyle gelmiştir ve böyle gitmelidir! Yani, tipik bir 'öğretilmiş çaresizlik' durumu ile karşı karşıyayız. Maymunlar çaresizliği öğrendi ve yeni gelenlere de zorla 'öğrettiler'. Böylece 'birlik ve beraberlik içinde başarısız olmanın' 2 kutsal şartını yerine getirdiler: - Düşündüklerini birbirlerine yaptırmadılar. - Yaptıkları üzerine hiç düşünmediler! Aynen sözünü ettiğim bazı özürlü dernekleri gibi.