Cildi genç ve sağlıklı tutmanın yolu nem dengesini korumaktan geçiyor. Çocukken sahip olduğunuz o yumuşacık, pürüzsüz cilt, her geçen süreçte nem tutma özelliğini ve gerginliğini kaybediyor. Günümüzde çoğu bayan kuru olan cildinden şikayetçi. Eskiden bu sorun 40'lı yaşlarda kendini göstermeye başlarken, artık gençlerde de kuru cilt problemleri ile ciddi boyutlarda uğraşıyor. Bunda genetik faktörler kadar kapalı alanlarda çalışmak, kışın kuru ısıtma sistemleri, yazın klimalar gibi havadaki nemi azaltan çevresel faktörler de etkili oluyor. Bunun yanı sıra sağlıksız beslenme, A ve B vitamini yetersizliği etkenler arasında yer alıyor.
Kuru hava ve güneş etken Kuru cilde sahip kadınlar kabuklanma ve kaşıntıdan, yüzlerinin nemlendirici sürdükten birkaç saat sonra yeniden kurumasından yakınıyorlar. Yalnız bilinmesi gereken de her kuru cilt birbirine benzemiyor. Öncelikle cildinizin hangi koşul ve dönemlerde iyice kuruduğunu tespit etmelisiniz. Kışın iyice kuruyan hava ve yünlü giysiler, yazın da güneş etkenler arasında yer alıyor. Son dönemde bilimadamları cildin kendi yapısına benzer bir yapı oluşturan ve nemi içeri hapseden nemlendirici malzemeler yaratmayı başardılar.
Nefes almasını sağlasın Sağlıklı bir cilt kir ve bakteri gibi yabancı maddelerin vücuda girmesini önlemek ve nemi vücudun içinde tutabilmek için kendisini nemli, esnek ve suya dayanıklı hale getirebilen sebum adlı yağlı bir madde üretiyor. Cildiniz çok ince olmasına rağmen zararlı olan maddeleri dışarıda tutabiliyor, fakat sık sabun kullanımı, cildin kendi doğal yağlarını yok edebilen kalitesiz krem kullanımı, cildi sık sık su ve kimyasallara maruz bırakmak, bu doğal bariyere zarar veriyor ve cilt nem kaybetmeye başlıyor. Yeni geliştirilmiş nemlendiricilerle bu koruyucu bariyeri yeniden oluşturabilir, nem tutma özelliğini geri kazanabilirsiniz. Nemlendiricinizin cildin lipid içeriğini yerine koyabilen, yıpratıcı boya ve parfümler yerine alerji yapmayan, cildin nefes almasını engellemeyen malzemelerden meydana geldiğinden emin olmalısınız.
