Merhaba demeden yekten girmeyelim.. İlk günden bir Nasreddin Hoca fıkrası özetleyeyim size.. Bilmeyen yoktur; Hoca Nasreddin'in yaşadığı dönemin sultanı halka çok kötü davranmaktadır. Millet baskıya, zulme, vergiye daha fazla dayanamaz, sultana çıkıp itiraz etmeye karar verir.. Bunun için de yalvar yakar hocayı başlarında gitmeye ikna ederler.. Ama yolda birer ikişer dökülürler, korku yürekleri sarar, fırsatını bulan kaçar.. Hoca sultanın kapısına geldiğinde bi bakar ki arkasında kimse yok, tek başına kalmış.. çok kızmış ama dönmemiş geriye, çıkmış sultanın yanına "Efendim demiş halkımız vergilerden çok memnun artırılmasını istiyorlar." Tamam da ne alakası var değil mi ? Hemen söyleyeyim.. Teşbihte hata olmaz derler; Fenerbahçe'de halk yerinde duruyor NasreddinHoca her fırsatta ben gidiyorum diyor.. Bütün sezon boyunca takımını en çok onlar desteklemiş, en fazla lisanslı ürünü onlar almış, şampiyonluk son anda kaçmış kimse sesini çıkarmamış, taraftar grupları biraraya gelmiş, başımız dik önümüze bakıyoruz demiş, herkes kupayı ligi unutmuş önümüzdeki sezona bakarken başkan çıkmış "Ben gidiyorum" demiş... Fenerbahçe'de kendi içinde belirli ama taraftar içim tam belirsiz bir süreç yaşanıyor.. Her yanda AzizYıldırım yazıları, kulübün televizyonunda sürekli AzizYıldırım görüntüleri, dergi poster veriyor, "Yüzyılın başkanı" diyor.. Yüzüncüyıl ne zaman: Önümüzdeki sezon.. Peki AzizYıldırım'ın başkan olacağı belli mi? Hayır.. Eğer yok biz yüzüncü yılın demedik yüzyılın dedik, geçmişe dair başarıları için derseniz, geçmişteki başkanlara saygısızlık olmuyor mu? AzizYıldırım lütfen artık bu gizemli duruşları bıraksın.. Yoluna devam edecekse -ki yaptıklarıyla bu sonuna kadar hakkıdır- etsin, ama etmeyecekse lütfen artık bu etraftaki AzizYıldırım söylenceleri bitsin.. Sessizce bekleyelim kongremizi, kim seçilirse seçilsin önümüze bakalım..