Bizde adettir. Çocuk doğdu mu onunla ilgili senaryolar da yazılmaya başlanır. Doğmamış çocuğa don biçmek gibi, henüz birkaç günlük çocuğa da gelecek biçmek çok modadır. Anne, baba, konu komşu bu konuda yarışa girerler. -Benonueniyiokullardaokutacağım. -Mühendis olsun. -Mühendisliği boş ver, işletmecilik okusun. -Mutlaka bir yabancı dili öğrenmeli. -Yurtdışındaokutsakmı? -Doktorluk da iyi. Bendeoğlumolduğundabunabenzerhayallerkurmuşolmalıyım. Ama aklımda kalan ve hiç unutmadığım öngörüm, şuydu: -O büyüyünceye kadar kimbilir Türkiye'de neler değişir, neler. Ne Anadolu liseleri sınavı kalır, ne de üniversite sınavları. Hatta zorunlu askerlik bile kalkar. Ne iyimsermişim. Ne safmışım. Malumunuz,hiçbirşeydeğişmedi. Oğlum büyüdü, üniversiteyi bitirdi, eski tas eski hamam. Sınavlar yerinde duruyor. Zorunlu askerlik de kalkmadı. SöylebirdüşünüyorumdaaslındaTürkiye'degaliba50yıldırpekdeğişenbirşeyolmadı. Gerçi, önce siyah-beyaz, sonra renkli televizyon geldi. Sonra cep telefonları ile tanıştık. Sonra internet ve bilgisayar kullanımı yaygınlaştı. Haberleşmede büyük imkanlar doğdu. Teknolojik anlamda Türkiye'nin değiştiğini kabul ediyorum. Ancaksosyalyaşamaçısındanpekdeğişenbirşeyolmadı. Siyaset taaa Demirel'in ilk Başbakan olduğu dönemdeki gibi aynı. Huzurumuz dün de yoktu bugün de. İşsizlik sorunu 40-50 yıl önce de vardı. Bugün de var. Trafik, eskisi gibi. Asayiş yine kötü. Siyasikavgalarsankieskininkopyası. Rüşvet ve yolsuzluk konusunda bir arpa boyu iyileşme olmadı. Torpil, adam kayırma yine var. Siyasi suikastleri, vahşi katliamları biraz unutur gibi olmuştuk. Danıştay'a yapılan saldırılarla yine hatırladık. Bukonudadadeğişenbirşeyolmadığınıgördük. Aydınlar yine huzursuz. İktidar-muhalefet yine kavgalı. Yine kimse yarınından emin değil. Yine ekonomi sallantıda. Tam"Enflasyondüştü","Büyümehızlandı"derken,birdentekerpatlayıveriyor. Para piyasaları karışıyor. Dolar ve euro fırlıyor. Borsa düşüyor. Hisse senetlerine ve yatırım fonlarına para bağlayan milyonlarca vatandaş, büyük kayıplara uğruyorlar. Sayınokurum... Bir ömür boyu aynı filmi tekrar tekrar yine gör. Türk halkının durumu buna benziyor. Hep aynı sorunlar, hep benzer olaylar. Gerçekten de bu ülkede mutlu olmak çok zor. ŞimdiumutlarAvrupaBirliği'nde. "10-15 yıl sonra bizi tam üye olarak alacaklar, hayatımız değişecek, rahat edeceğiz" diye hayaller kuruyoruz. Umut dünyası işte. Amabenimhiçumudumyok. O zaman da birileri çıkıp benim bugün dediğim gibi "Bu ülkede hiçbir şey değişmiyor" görüşünü dile getirebilir. Kaldı ki, biz bu kara yazgımızla AB'ye bile hayatı zehir ederiz.