Adama, "Bu zamana kadar neredeydin?" diye sormazlar mı? "Aklın başına yeni mi geldi!" demezler mi? SenaylarcaşeriatçıbasınınDanıştay'ıhedefgöstermesinesesçıkartma. Aynı şeriatçı basının Cumhurbaşkanı, YÖK Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı'na aylarca hakaret etmesine tepki koyma. Bu kesimin, El Kaide'nin Türkiye'de yaptığı kanlı eylemleri bile en ufak bir şekilde eleştirmediğini görmezlikten gel. SonradaDanıştay'ayapılankanlısaldırıyaşaşır. Hiç şaşırma!.. Bunlar aylardır sürdürülen bir kışkırtmanın ürünü. Bunlar meydanı boş bulmanın cesareti. Laikvedemokratbasın,şeriatçıkesiminbukışkırtmalarınısergilememeklekusurludur. Önce, Cumhuriyet gazetesine tekbir getirilerek atılan bombalar. Sonra yine tekbir getirilerek Danıştay üyelerin vurulması. Herhalde kimse "İki olay arasında hiçbir benzerlik yok" diyemez. ŞeriatçıbasındahaöncedeGümüşhaneBaroBaşkanı'nıhedefgöstermişti. Baro Başkanı Ali Günday'ın 2 kadın avukatı türbanlı olduğu gerekçesiyle barodan attırdığını öne sürmüştü. Fotoğrafını basıp hedef gösterdiği Günday, 1995 yılında katledilmişti. Pekihedefgösterenleresonraneoldu?Hiiiç... Bunlar 37 aydının katledildiği Sivas katliamı öncesi de günlerce tahrik edici yayınlar yaptılar. Sonra kimse "Bu olayların tahrikçisisin" diye onların yakasına yapışmadı. Bunlar yine, "Karadeniz'depapazlarmisyonerlikyapıyor.KaradenizHristiyan'laştırılıyor" diye yayınlar yaptılar. Ardından bir papaz öldürüldü. Şeriatçı basın, iktidarı arkasında hissederek şımardıkça şımardı. İşi"İşteoüyeler"diyemanşetatarak,işiDanıştayüyelerininfotoğraflarınıyayımlamayakadarvardırdı. "İşte onlar" dediği, türban konusunda şeriatçıların hoşuna gitmeyen kararlar veren mahkeme üyeleriydi. Kimse "Efendim demokrasi var, isteyen istediğini yazar" diyemez. Ne zamandan beri hedef göstermek demokratik bir hak oldu. Neyazıkki,demokrasinin"d"siileilgisiolmayanbuşeriatçıbasınahükümethoşgörülüdavranmıştır. O basının temsilcileri, Başbakan'ın gezilerinde yer almıştır. Bakanların verdiği yemeklerde baş köşeye oturtulmuşlardır. "Suçlu ayağa kalk" desem, acaba oturan kaç kişi kalacak?
Adama, "Bu zamana kadar neredeydin?" diye sormazlar mı? "Aklın başına yeni mi geldi!" demezler mi? 
