Sankim ben turfanda bir karpuzdum bir at arabasının üstünde eğrelti otlarına yanlamış, mutlu, hoş, görkemli.. Ve pazar gecesi o arabadan düştüm pata küte ve parça parça olmacasına.. Milyonlarca Fenerbahçeli'nin olduğunca.. İçmezsin de ne yaparsın birader! Kendi içimde Fenerbahçe'yle birlikte gelen dertler.. Ağzımda çok eski yıllardan kalmış olan Zeki Ömer Defne'nin dizeleri.. "Sihirliatlaramıbindim? Uyurgezerleredöndüm! Destursuzyerlermibastım? Düşoldumkendikendime Buderdenederlersizde?
Rakınınsaltanatı.. Sahi içmezsin de ne yaparsın birader.. Pekiy içmeye kalktığında rakıdan başkası da kesmez hani.. Ama abi, hangi rakı? Ben gözümü açtım, bizim evde bir rakı gördüm: Yeni Rakı.. Merhum peder, geceleri iki tek atardı.. Öyle iki dulbe filan değil.. Küçücük bir kadehi vardı, taş çatlasa üç fırtlık.. Su ayrı bardakta dururdu.. Babam hep ısrarlıydı, "Benharamahelalkarıştırmam.." demekte.. Rakı aynı zamanda ilaçtı bizim evde.. Karınlarımız ağrıdığında, anam göbeklerimize sürerdi.. Anımsadığımca, bıçak gibi keserdi o karın ağrılarını.. Bir de Klüp Rakısı vardı bildiğimce.. Şişesinin üstünde papyonlu-gravatlı insanlar.. Altınbaş'lar çok sonraları.. Şimdi günümüzde mi? Bir futbol liginden fazla takım rakı camiasında.. Aha işte: Yeni Rakı.. Tekirdağ Rakısı.. Altınbaş.. Klüp.. İzmir Rakı.. Efe Rakı.. Burgaz Rakı.. Mercan Rakı.. Çilingir.. Sarı Zeybek.. Fasıl Rakı.. Aka Rakı.. Rakı Turka ve belki benim bilmediğim başkaları.. Eski zamanlarda rakı böylesine türlüçeşitli değildi.. "Yiğitlakabıylaanılır.." özdeyişine birebir o da tekti ve lakabıyla anılırdı.. "Rakışişesindebalıkolsam.." diyenlerin kulakları çınlasın, ona takılan nam-ı müstearlar hiçbir ölümlüye nasip olmamıştır.. İmdi ona takılan isimlere bakın.. Argo margo.. Argo bir dilin en bitirim hallarıdır.. Dilin süsüdür, püsüdür.. Zenginliğidir.. Tadıdır, revnakıdır.. Aha rakıya verilen unvanlar: Zehir.. Zıkkım.. Pırna.. Anzorot.. Carmak.. Carmakcur.. Duzika.. İmam suyu.. Piyiz.. Piyizedurmak.. O pazar gecesi ne biçim bir piyize durmak geçti içimden, hiç bilemezsiniz.. Ne bileyim işte benim devirlerimin Kumkapısı'nda, ya Kör Agop'da ya da Çamur Şevket'te, ya Koço'da ya da Nihat'ın oralarda.. Hani küçücük porselen tabaklarda, eğer iki kişiyseniz iki istavrit, iki midye, iki parça lakerda, iki parça ince kıyım füme balık.. Dumanı üstünde kerevizi, havucu, sarımsağı ile tam tekmil fasulye pilaki.. Çok ince kıyılmış kuzu ciğeri ki bol taze soğanla takviyeli.. Limonla sarmaş dolaş olmaları için getirilen tahan helvalar.. Kayısı yumurtalar.. Sonra uskumruların Boğaz görmüşleri.. Ve muhabbetler.. Sonra maç muhabbetleri.. Galatasaray şampiyon oldu ya.. O Metin Oktay Tesisleri'nde kutlamalar.. Ve Metin düştü aklıma.. Metin Oktay.. Nasıl mutludur şimdi kimbilir.. Efsane devirleriydi.. Polis muhabiriydim o günlerde Milliyet'te.. Bir gün Emniyet Müdürlüğü'nde çıkan sabah bültenlerinde okudum ki, "MetinOktaydenilenkişiaskerkaçaklığındanaranmaktadır" diye.. Ula sordum soruşturdum O Metin Oktay, Galatasaraylı Metin Oktay.. Gazeteye geçtim, Apdi İpekçi'ye gittim.. Apdi Bey acayip bir Galatasaray fanatiği.. "Yaz.." dedi.. Yazdım.. Birinci sayfadan yayımlandı.. "PolisinaskerkaçağıdiyearadığıMetinOktay,bugünMithatpaşaStadyumu'ndamaçaçıkıyor.." diye.. Metin'i havalandırdılar.. Götürüp mahpushaneye kondurdular.. Benim telefonlarla ne anam kaldı, ne avradım, ne bacım sövülüp sayılmadık.. Sonra Metin ile iyiden iyiye arkadaş olduk.. TRT ekranlarına çıkıp, olayı anlattık birlikte.. Ne kin, ne nefret.. Son zamanlarda çokça beraberdik.. Galatasaray'ı, Fenerbahçe'yi anlatırdık hep güzellemeler içinde ve ne biçim hipopotomlar gibi içerdik oralarda, buralarda rakılarla, mezelerle, Yeşilköy'lerle, Kumkapı'larla, nereye takılmışsak orada, muhabbetlerle..
***
Okudum ki bazı gazetelerde, rakı sarfiyatı yüzde 100 oranında patlamış.. Bu patlama 1 hafta filan önceydi gazete sütunlarında okuduğum.. Şimdilerde Fenerbahçe vurgunundan sonra sanım ve zannım odur ki fazlasıyla artmıştır..
***
Kutlu olsun, mutlu olsun, Fenerbahçe'nin şampiyonluğu yitirmesiyle bayrama duran, şenlikler yapan, oralarına, buralarına kınalar yakan kulüplere, onların idarecilerine.. Uzaktan kumandalı yöneticilerine..
***
Fenerbahçe şampiyon olmadı.. Etraf o kadar mutlu ki, sanki Yunan'ı bir kez daha denize döktüler.. Sanki Ermeni Diasporası'nın kökünü kazıdılar.. Sankim Moskof gavurunu Karadeniz'de bitirdiler.. Yafu Fenerbahçe olmasa, kaç kapiklik adamlarsınız bazılarınız.. Anadolu kulüpleri, Anadolu kulüpleri.. Fenerbahçe, Bulgaristan kulübü mü? Fenerbahçe kadar taş yağsın başınıza..
***
Ah şimdi eski hallarım olsaydı, Fenerbahçe ile birlikte bir öğle rakısına otururdum; söyleşmek, dertleşmek için.. Ve dahi tonla zibidiye gülmek için.. Ossuruktan yel, kayadan ne alır ki.. Galatasaray'ı kutlarım, kutsarım.. Onlar Fenerbahçe'yi ne kadar seviyorlarsa, ben de onları o kadar seviyorum..