Maçtan önce genel kanı fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı rahat yenerek 23 yıllık TürkiyeKupası hasretine son vereceği şeklindeydi. Fenerbahçe'nin en son kupayı kaldıran kadrosunda ben de olduğum için bu özlemin sona ermesini çok istiyordum. Ligde şampiyonluğa iyice yaklaşan Sarı-Lacivertli takım özellikle ilk yarı bu görüşü yansıtmayan inanılmaz derecede kötü bir futbol sergiledi. Türkiye'nin en iyi kadrosuna sahip olan bir takımın ilk 45 dakikada bu kadar berbat futbol oynamaya hakkı olmamalı. İlk devrede çok top kaybına uğrayan özellikle savunmada inanılmaz kademe hataları yapan Fenerbahçe kalesinde iki gol görerek herkesi şaşırttı. Skor 20 olduğunda kimse Beşiktaş'ın ahım şahım bir futbol oynadığını düşünmesin. Yenilen goller tam anlamıyla Fenerbahçe'nin Beşiktaş'a hediyesiydi. Bu yarıda Sarı-Lacivertli takımda dökülmeyen tek futbolcu yoktu. Herkes hata yapmak için adeta yarıştı. İlk yarıda kötü gidişata hiçbir önlem alamayan teknik direktör Daum, bir kumar oynayarak Selçuk ve Tuncay' ı çıkardı, yerlerine MehmetYozgatlı ve Semih'i aldı. Bu Fenerbahçe için belki bir riskti ama Alman hocanın giden maçı kurtarması için başka bir çaresi de kalmamıştı. Maçın 2'nci yarısında roller tamamen değişti. Beşiktaş,20'ın verdiği avantajla geriye çekilip skoru korumaya kalkınca Fenerbahçe'nin ekmeğine yağ sürdü. Bu devre temposunu artıran Sarı-Lacivertliler,Alex' le buldukları golden sonra moral kazandılar ve sazı eline aldılar. Eğer Fenerbahçeli futbolcular 21'den sonra bir an önce beraberliği sağlamak için kontrolsuz ataklar yapmasalar bu kadar sıkıntı yaşamazlardı. Çünkü o bölümde karşılarında gardı düşmüş bir Beşiktaş vardı.MehmetYozgatlı'nın attığı beraberlik golü gerçekten mükemmeldi. Bu gol Sarı-Lacivertli takıma hayat verdi. 2. yarıdaki futbolla Siyah-Beyazlı takımı sahasına hapseden Fenerbahçe, kazanabileceği maçı uzatmada dakikalarında kaybetti. 2. yarıdaki futbollarıyla Fenerbahçe bu kupayı hak etmişti ama şans faktörü Beşiktaş'tan yanaydı. Artık söylenecek birşey yok. Lige bakmak gerekir.