Bütün limanlar tutulmuştu Trabzon'da, bütün köşeler sarılmıştı. Ama yürekleri sandaldı Fenerbahçeli futbolcuların, ayakları yürek... Ve ne yağmur dinlediler, ne koalisyon! Karşılarında "şampiyonluğunbodyguardı" gibi duran Trabzonspor' u ikinci yarıda ezerek kendi gerçeğiyle başbaşa bıraktılar.
***
Oysa ilk yarıda tedirgin ve telaşlı bir Fenerbahçe vardı sahada... Dünya yansa yorganı yoktu içinde. Bu kadar sükunet ve gamsızlık şaşırtıcıydı doğrusu. Acaba dedim, "Fenerbahçe,fırtınalarısükunetindemisaklıyor?"Daum'un bütün hesabı, uzun toplarla rakibi gafil avlamaktı ama Trabzonspor defansı sağlam ve dayanıklıydı. Hele Stephanov yerinde müdahalerde harikaydı... Fenerbahçe'de orta alandaki "hazırlıkpasları", gereğinden fazla uzatıldığı içindir ki, forvetteki yalnız adamlar da "hazırlıksız" yakalandı. İlk dakikalarda Fenerbahçe'nin en yalnız savaşçısı ÜmitÖzat'ın bindirmeleri vardı sadece. DenizBarış bir felaketti. Appiah oyuna katılımcı değildi, Alex de kendine saklanmıştı. Anelka berbat bir klasikti. Ama bir Servet vardı ki, takımını yakmak için sahaya sürülmüş bir intihar komandosuydu sanki.
***
İlk yarıdaki Fenerbahçe ataklarında yaprak kıpırdamadı ama Trabzonspor' un cılız atağında gol geldi... FatihTekke'nin ortasında Szymkowiak'ın vuruşunu seyreden Rüştü de çaresizdi, ip gibi dizilen defans da... Sonrasında kısa bir süre şaşkınlık travması yaşayan Fenerbahçe izledik... İkinci yarıda da Karadeniz dalgalarının durulmadığını ve Fenerbahçe kalesi önündeki çaresizliğe şahit olduk. Ama bir mucize gerçekleşti... Fenerbahçe kalesi önünde direkten dönen ve ayaktan ayağa dolaşan top, döndü dolaştı Trabzonspor kalesinde gol olup çıktı... Ardından Semih bir vitamin gibi girdi gecenin kanına... Oyuna girdikten sonra, rakip alana bindirirken, ayaklarıyla "hatimindirdi" sanki... Golden sonra herkes birbirinden cesaret aldı, "Şampiyonluğukurdakuşayedirmem" diyen Fenerbahçeruhu çıktı ortaya. Ardarda gelen gollerde, maçın başındaki sükunetin, fırtınalarda saklı olduğu ortaya çıktı... Rüzgar yeleli Tuncay'ın verdiği mücadeleyi de görmezlikten gelmeyelim.
***
Fenerbahçe dün gece denizleri de yaktı, karaları da... Ateşlere basa basa yürürken, şampiyonluğun kapısını araladı. Trabzon'daki gürültüde onları ölümsüz kılan mücadele ruhuydu. Bu yıl ilk kez böylesine "kahraman" olmayı hak ettiler. Zaferinelyazısıydı, futbolcuların ayaklarıyla attığı imza. Onlar birbirine de yakıştı, liderliğe de... Daum'a gelince... Gecenin muzaffer kumandanı olarak alkışlanmayı hak etti.