- Alooo. - Efendim? - Hanımefendi ben size aşık oldum. - Kimsin sen be? Bu ne cüret? Çabuk kendini tanıt. - Ben efendim, bir davet sırasında tanımıştım sizi. - Ne iş yapıyorsunuz? - İplik satıyorum. - Ulan git başımdan. İplik satıyormuş. Kala kala seyyar satıcıya mı kaldım ben... - Niye efendim, herkes insandır. Seyyar satıcı da insan değil mi? - Benim için değil... - İyi hanımefendi ben de o zaman sizi aradığıma inanın çok pişman oldum. Kapatıyorum. - Bak beni bir daha arama sakın. - Aramam hanımefendi. - Ya ararsan. Hem sen nereden aldın benim numaramı? - Önemli değil numaranızı siler atarım merak etmeyin. - Sil bak yoksa karışmam. Telefon hattımı değiştiririm. - Gerek yok silerim. Zaten 1 ay kadar yurt dışında olacağım. - Yurt dışı mı? - Seyyar satıcının yurt dışında ne işi var anlamadım? - Hanımefendi ben dünyanın 150 ülkesine ip satıyorum. Sanayiciyim. - Ay yanlış oldu. Ay özür dilerim. Ay ben de vallahi şimdi size aşık oldum. - Siz bana değil paraya aşıksınız. - Ne olur kapatmayın. Buluşalım. - Sizinle hangi değerde buluşacağız. Siz kendinizi paraya satmışsınız. Biraz yerli film gibi oldu ama.