İstanbul, perşembe günü önemli bir toplantıya ev sahipliği yapacak. HiltonConventionCentre' da gerçekleştirilecek '4.UluslararasıTürkiye,HazarveKaradenizBölgesiUlaşımZirvesi' başlığı altında yapılacak konferansa ciddi bir katılım söz konusu. Türkiye'nin etkin bir enerji koridoru olma yolunda attığı adımlar ve coğrafi konumu sebebiyle ulaşımın tüm modlarına bölgesel merkez olarak hizmet verecek statüde olması, konferansı daha da önemli kılıyor. Diğer yandan, Türkiye'deki lojistik sektörünün hızlı gelişimi ve fuarlar da bu tarz organizasyonları daha anlamlı hale getiriyor. Zirveye çok sayıda yabancı uzman ve yetkilinin katılacağını dikkate alarak, Türkiye'nin ulaşımda geleceğin en önemli ülkelerinden biri olacağının içeriden çok dışarıda daha iyi anlaşıldığını söyleyebiliriz. UlaştırmaBakanlığı koltuğunda BinaliYıldırım gibi ulaşımın tüm modlarından anlayan bir ismin olması, Türkiye adına gelişen bu tarz hadiselerin değerlendirilmesi ve yönetilmesi açısından bir şans. Ancak, bu projelere hızla verimlilik kazandırmak için devlet cenahının daha hızlı davranması gerekiyor. Özel sektörün önünü açan, tıkanıklıkları önceden gören bir politika ortaya koyması icap ediyor. KaradenizEkonomikİşbirliğiTeşkilatı (KEİ) ve KaraTaşımaDernekleriBirliği (BSEC-URTA) kapsamında bölgemizde tanker, kuru yük, konteynır ve RORO taşımacılığı yapılıyor. Fakat Rusya petrolünün Batı pazarlarına taşınmasında halen Boğazlar en önemli geçiş yolu durumunda. Ve Boğazlar'ın yükü giderek de artıyor. Bu ana arteri rahatlatacak petrol boru hattı projeleri ve yatırımlar söz konusu olmasına rağmen, Türkiye'nin katkı sağladığı boru hatlarına henüz Rusya'nın tam bir desteği sağlanmış değil. Bu sebeple, ikili ilişkilerin daha da geliştirilmesine bu tür zirvelerin ciddi katkısı olacaktır. Türkiye'ninödevleri Uzakdoğulimanlarının,BatıAmerikasahillerineyaptıklarıbüyüksevkıyatlarhemABD'lilerihemdehammaddeyiüretenDoğuAsyaülkelerini,özellikleÇinveRusya'yıyeniticarikoridorlararamayaitiyor. Bu arayışa Avrupa Birliği (AB) de destek verince, TRACECA (Doğu Batı Koridoru) ortaya çıktı. Öte yandan, Rusya da İran, Kazakistan ve Hindistan, Kuzey Güney Koridoru'nu ciddi bir proje olarak ortaya koymaya çalışıyor. Türkiye de bu sürece bazı eksik hatlarını tamamlayarak katkıda bulunmalıdır. Bu kapsamda, Marmaray,Kars-Tiflis demiryolu bağlantısı ve Van-Tatvan feribot hattının iyileştirilmesi ile Van Gölü'nün altından yeni bir demiryolu hattı döşenmesi gibi çalışmalar güzel örnekler... Bölge limanları da elleçlediği yükün çok çeşitli olmasından ziyade, konteynır veya RORO ya da sadece petrol türevi olmasını istiyor. Türkiye limanlarının da bu talebi karşılayacak hale gelmesinde büyük fayda var. Sonuçta yeni İpekyolu yeniden tersine bir hareketlilik yaşıyor. Bu sürecin aktörleri, güçlü limanlar, armatörler ve filo sahipleri olacak. Rusya Devlet Demiryolları gibi bölgesel güçler de bu gelişmelerden azami oranda faydalanmak istiyor. Bölgeye uluslararası lojistik firmalarının ilgisi artmaya devam ettikçe, finans çevrelerinin katkıları da katlanarak çoğalıyor.