Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı'nın 3 milyar dolardan daha fazla bir rakama mal olacağının işareti, projenin yapımına başlanmadan önce verilmişti. Bu sebeple, BTC'yi yakından takip edenlerin de hatırlayacağı üzere, Türkiye ile BP arasında başlangıçta ciddi bir maliyet tartışması yaşanmıştı. BTC'nin detay mühendislik çalışmaları öncesi ve sonrasında da bu tartışmalar devam etti.
Sonuçta boru hattının sahibi durumundaki BP'nin yetkilileri, BTC'nin hayata geçmesi için harcanan rakamın daha önce hesaplananın yüzde 30 üzerine çıktığını açıkladılar. Bir dönem Türkiye'de hiçbir yazarın savunmadığı, hatta hayali bulduğu bu projeyi başından beri savunan tek gazeteci olarak böyle bir tabloyla karşılaşacağımız daha önce kaydetmiştim. Hatta bunu, BP yetkilileri, Türkiye'nin yaşadığı büyük deprem sebebiyle BTC'nin altından kalkamayacağını dünya finans çevrelerine anlattığı dönemde de kaydetmiştim.
BTC'nin maliyetinin hesaplanandan yüzde 30 fazla çıktığına dair ilk haber, BP yetkililerinin açıklamalarıyla birlikte Financial Times gazetesinde yer aldı.
Azeri petrollerinin işletilmesinden sorumlu Azerbaycan Petrolleri Uluslararası Konsorsiyumu (AIOC) ve BP Azerbaycan'ın Başkanı DavidWoodward, BTC'nin geçmişte hesaplandığı gibi 2 milyar 950 milyon dolara değil, 3 milyar 900 milyon dolara mal olacağını söylemiş. Woodward'un gerekçeleri de ilginç. İşçi ücretleri ve hammadde fiyatlarındaki artış yaklaşık 1 milyar dolarlık farka sebep olmuş. Bence bu gerekçeler tartışılır. Petrolün varili 18 dolarken, BTC mevcut maliyetle verimli bir proje olarak anılıyordu. Zaten bu sebeple de projeye katılım iyi oldu. Şimdi petrolün varili 75 doları bulduğuna göre BP'den gelen açıklamanın başka anlamları olmalı.
Konunun Türkiye'ye bakan yönüne gelince... BP ile Türkiye arasında maliyet rakamları açısından bir tartışma söz konusu. Hatta BP'nin, Türkiye'yle yaşanan problemlerden en avantajlı konumda çıkabilmek için en ünlü anlaşmalar sorumlusunu Ankara'ya konuşlandırdığı belirtiliyor.
Bu nedenle, EnerjiveTabiiKaynaklarBakanıHilmiGüler'in konuyla ilgili yorumu önemli. Çünkü, bu maliyet artışı Türkiye'nin sorumluluklarını da artırıyor.Yani BTC'nin en maliyetli bölümü Anadolu'dan geçiyor. 'Boruhattıevsahibi' ülke olarak bu maliyet artışından ne kadar etkileneceğimizi doğrusu merak ediyorum.
Ayrıca, kısa süre önce, BPTürkiye arasındaki 400 milyon dolarlık bir tahkim olayının tatlıya bağlandığına dair haberler medyada yer aldı. Ancak hangi şartlarda tatlıya bağlandığı veya bağlanacağı henüz tam net değil. Türkiye,BTC'ninAnadolubölümünü1milyar400milyondolarayapacağısözünüvermiş,ekmaliyetleriçinde300milyondolarlıkHazinegarantisitaahhütetmişti.Galibatartışmadabunoktadaçıkıyor.
BP, Türkiye içindeki boru hatlarının yapımına müdahale ederek, ek taleplerde bulunmuş, yönlendirmeler yapmıştı. Bu tarz taleplerin, maliyetleri 350-400 milyon dolar artırdığı sanılıyor. Anladığım kadarıyla, artan bu maliyetlerin Hazine garantisinden karşılanmasını BP istiyor, Türkiye de itiraz ediyor. Boru hattının yaklaşık üçte ikisine ev sahipliği yapan Türkiye'nin BP ile müzakerelere oturduğu bir zamanda, artan maliyetlere dikkat çekilmesinde sizce bir tuhaflık yok mu?
Özetle; boru hattına başlandıktan sonra ortaya çıkan güzergah değişimi, çelik fiyatlarının yukarı çıkması gibi sebepler maliyeti etkilemiştir. Ama bu artışın ne kadarının Türkiye'ye fatura edileceği önemli. Dilerim 100 milyon doları geçmez...