Başka bir ülkede olsa yer yerinden oynar. Çevreci örgütler ayağa kalkar. Gösteriler düzenler. Binlerce kişi yürüyüş yapar. Ama bizde "tık" yok. Çünkübizdegerçekçevreciörgütleryokdaondan. Kendisini "yeşilci" olarak nitelendirenlerin amacı ise şov yapmaktan öte gitmiyor. İşte sivil toplum örgütleri böyle zamanda lazım. Ama ne yazık ki yoklar. AKPartiiktidarıgüneydekikoylarıbirbirimaraaçıyor. O canım koylar, taş yığınına dönüşüyor. Denizin mavisiyle bütünleşen ağaçların yeşili katlediliyor. Bu da yetmedi. Kıyıları iyice yapılaşmaya açmak için bir yasa taslağı hazırlanıyor. Taslakaynenyasalaşırsa,resmençevrekatliamıbaşlayacak. SİT alanları imara açılacak. Dahası, bu bölgelerde yapılan kaçak yapılara da af gelecek. Bitmedi... Biliyorsunuz Köşk'ten dönen bir 2B yasası vardı. Haniormanvasfınıkaybetmişyerlerinimaraaçılmasınıöngören. Aslında bu alanlara yapılan binalara da af getiren. İşte şimdi o yasa taslağının alternatifi hazırlanıyor. Başka bir yasa ile orman alanlarının resmen imara açılmasına imkan hazırlanıyor. Çıtyok. Ana muhalefet partisi CHP, gerek kıyı gerekse orman yağmasına bir dokunuyor, sonra da geri çekiliyor. İşin üzerine üzerine gidip bir kamuoyu oluşturmuyor. Adıvarkendisiyokçevreörgütleriiseöyleceseyrediyor. Herhalde onlar, "Nükleer santrallerden birinin temeli atılsa da bir şov yapsak" diye düşünüyor olmalılar. Koyların elden gitmesi, ağaçların kesilmesi, onlara göre pek önemli değil. Belkide,"Koylarzatenzenginyatçılarınişineyarıyor.Bizene!"diyedüşünüyorlardır. Genel manzara şudur: - Örgütsüz toplum. Tepkisiz toplum. Tabii böyle olunca da iktidar istediği koya istediği yapı iznini veriyor. Güney bölgelerimizde 234 koy var. Bunlardan 104'ü koruma kapsamında. Geri kalan 130 koydan 41'inde yapılaşma var. Eğer taslak yasalaşırsa diğer koylarda da yapılaşma başlayacak. Maden bu ülkede yeşilci ve çevreci örgütler yok. Çevreye ve doğaya sahip çıkan kişiler de mi yok. Eğer varsa örgütlenip, derhal harekete geçmelidirler. Yoksa vakit çok geç olacak.