Yine anlaşamıyoruz. Bizim üzerinde anlaştığımız tek konu, anlaşamamak! Bergamalı köylüler, "yörelerindealtınaransınmıaranmasınmı" şeklinde ikiye bölündüler. Bir taraf öteki tarafla kız alıp vermez hale geldi, kahveleri ayırdılar, birbirlerinin cenaze namazına gitmez duruma geldiler. Sonunda bir tek konuda birleştiler. AİHM, altın aranmasından şikayetçi olan köylülere adam başı 3 bin 500 euro tazminata hükmedince, bu defa bütün köylüler tazminatı almak için ittifak oluşturdular.
***
Şimdilerde Sinopahalisi de ikiye ayrıldı. Bir taraf nükleer santral kurulsun, öteki taraf kurulmasın diyor. Bakalım sonu de olacak?
***
Son anlaşmazlığımız, BaşbakanErdoğan ile ekonomiyazarları arasında! Önce teknokratlar, 2005 yılı büyümesini açıkladılar. Büyüme, yüzde 7 nokta bilmem kaç çıktı. Ekonomi yazarları hemen kaleme sarıldılar: Oooha(!) dediler. Buhormonlubirbüyümedir.
***
Başbakan'ın ağzında torba mı var? O da yapıştı mikrofonlara: - GeçenyılTürkiye'de2milyon107binbuzdolabı,1milyon830binçamaşırmakinası,629binbulaşıkmakinasıvefırınsatıldı.Büyümehormonludiyenleresoruyorum.Otomobil,buzdolabıdahormonsabirşeydiyemem.
***
Arkadan İstaistik Kurumu Başkanı Doç.Dr.ÖmerDemir giydirmeye başladı: - Büyüme rakamları ile oynamak en büyük yolsuzluktur, böyle bir şeyi düşünmek bile abestir. Tamam da arkadaşlar. Allahaşkına gelin bir noktada anlaşalım: Büyüdük mü büyümedik mi? Eğer sahiden büyüdüysek, vatandaşın cebindeki para da büyüdü mü büyümedi mi? Büyümüyorsa niçin büyümüyor?