Sayın Başbakan! Ben bir anneyim, çocuğunu okula gönderirken aklı kalan bir anne. Her gün bir çocuğun ölüme yollandığı okullar için, sizden küçük bir sözcük bekliyorum. "Medya abartıyor" sözünüzü hep duyuyoruz da, medya bu ölümleri de yalan mı yazıyor? Bakanınızı korumak için, Hatay'daki ihaleci partilileri savunmak için gösterdiğiniz özeni, çocuklarımız için gösterin lütfen! Çocuğum için aklım çıkacak. Beni anlıyor musunuz? Bu duygu sizin için bir şey ifade ediyor mu Sayın Başbakan? (Biranne)
***
Sayın Başbakan! Sizin iktidarınız döneminde bir gün bile "gün yüzü" göremedim. Şikayet etmedim. Ama çocuklarımın kanlı yüzünü görürsem, ne sizi affederim. Ne partinizi! (Biranne)
***
Sayın Başbakan! Çocuklarımızı denizlerde mi gizleyelim, dört duvar arasında mı? Okula göndermeyelim mi yoksa? Tatile giden Milli Eğitim Bakanı'nın dediği gibi, tek suçlu medya diyelim. Televizyonlarımızı kapattık diyelim. Gazeteleri de evimize sokmayalım. Çocuk katilleri ortadan kalkacak mı? Eğer bir şey ürediyse, bataklığı kurutmak zor mu? Hani nerede gücünüz? Tek başınıza iktidar olmanın gücü, gensorularda mı ortaya çıkıyor? (Biranne)
***
Sayın Başbakan! Sokak köpekleri bile, bizim çocuklarımızdan daha emniyetli bir hayat yaşıyor. Onları bizler koruyoruz. Bizim çocuklarımızı kim koruyacak? (Biranne)
***
Sayın Başbakan, size yazmayıp, kime yazacağım? Saçlarım tel tel beyaz oldu. Benim çocuğum okul önünde öldürülürse, üzerine beni örtsünler. Saçlarımı da, ibret olsun diye Milli Eğitim Bakanlığı'nın kapısına assınlar. Ya da tatile giden bakanların boynuna çelenk yapsınlar! (Biranne)
***
Sayın Başbakan! Ben torun sahibiyim. Kızımı 12 Eylül aldı, torunumu bana bıraksınlar. Çok şey mi istiyorum ülkemden? (Biranneanne)