Şu patronlara bir şeyler oldu. 2001 krizinden sonra elleri ceplerine gitmiyor. "Gitmiyor" dediysem, işçiler için... İş yeme içmeye, gezip tozmaya geldi mi, paranın ne önemi var! Sıra cefakar işçiye geldi mi, tavır değişik. - Zamistemebenden,buzgibisoğurumsenden. Son 5 yıldır izlenen taktik aynı. - Vallahiişlerkötü.Parakazanamıyoruz.Kazansakdükkansenin. Son 1-2 yıldır gene iyi. Az da olsa ücretlere zam yapılıyor. Ondan önce ne zammı, bazı işyerleri ücretleri bile düşürdüler. Mırın kırın eden işçiye de "Canın isterse, işte kapı" denildi. Sayınokurum... Şimdi işsizseniz, bu satırları okuyunca tepkiniz şu olacaktır: - Adamın iyi kötü bir işi, bir de ücreti var. Biz ne yapalım. Ne işimiz, ne de gelirimiz var! Amakazınayağıhiçdeöyledeğil.İnsançalıştıkçahakkınıalmakistiyor. Malum, çoluk çocuğun okul giderleri, kira, yakacak. Mübarek masraflar yerinde durmuyor ki! Şimdi birileri çıkıp. "Patronlarıdabukadarharcamacanım.Onlarolmasaişçileraçkalır" diye başlayan hamasi bir nutuk çekebilir. Tamam da işçiler olmasa patronlar ne yapacak? Örneğin binlerce ceketi, pantolonu tek başına mı dikecek? Buişkarşılıklıihtiyaçmeselesi.Herikisidegerekli. Tabii patronları iğnelememin bir nedeni var. Bunu yaparken hislerimle hareket ediyor değilim. Beni bunları yazmaya kışkırtan, Türkiye İstatistik Kurumu'nun son verileri oldu. TUİK'inortayakoyduğugerçekşu: 2005 yılında sanayi sektöründe reel ücretler sadece ve sadece binde 8 arttı. Hatta, tütün, ağaç, kok kömürü, TV üretimi, taşıt araçları gibi alanlarda gerçek ücretler düştü bile. 2005sonuitibarıylaözelsektördeortalamabrütücret1.139YTL.1yılda,ortalamaücretsadecevesadece139YTLarttı. Şunu da hatırlatayım. Bir kamu işçisinin ortalama ücreti, özel sektördekinden neredeyse 2 kat daha fazla. Cimrilik konusunda, patronlar devleti bile geride bırakmış durumdalar. Sendikalar pasif kaldığı sürece, patronlar ceplerindeki akrepleri bir kenara atmaz.