FatihAltaylı, TekeTek'in son bölümünü seviyesiz yayıncılık anlayışına ayırdı. Malumunuz; gelin-kaynana ve Altaylı'nın tabiriyle " KızımlaYatarmısın " tarzındaki yarışmalar ekranları bir virüs gibi kapladığından beri seviye hakikaten eksilere düştü. Bu yarışmaların şöhret ettiği ' sivri' figürler, diğer programlara hatta ana haberlere kadar sızınca, sektörde bir ' toplukirlenme' süreci başladı. Kanallar bu zehirli reyting furyasından paylarına düşeni almak istediler. Kalitesizlikte yarıştılar ve bir nevi ' negatifseleksiyon' vaziyetleri oluştu. Ben şu andaki ortamı kasetçiler çarşısının durumuna benzetiyorum... Hani müşterilerin dikkatini çekmek için biri müzik yayınına başlar, altta kalmak istemeyen bir diğeri onu takip eder ve karşılıklı volüm yükseltmelerle korkunç bir gürültü kirliliği oluşur. Sonuçta herkes zararlı çıkar!.. Peki ama ne yapmalı?.. TekeTek'te YükselAytuğ bir şura kurulmasını önerdi, sözünü tamamlayamadı. BekirHazar, herkesin birbirini taklit ettiğinden dem vurdu ama çözüm önerdiğini hatırlamıyorum. En aklı başında lafları OkanBayülgen sarf etti ve sistemin zamanla düzeleceğini savundu. Bu arada patronlardan, ekranı köşeyi dönme aracı olarak görenlere geçit vermemelerini istedi. Astronomik ücretlerin makul seviyelere çekilmesi ve televizyonculuğun bir meslek olarak görülmesi gerektiğini anlattı ki, sonuna kadar haklıydı...
TVOscarları "Semra Hanım aklını yitirmiş bir kadın..." SedaSayan
***
Okan Bayülgen'in Televizyon Makinası'nda Hatemi kardeşleri ağırlaması hoş bir düşünceydi ama stüdyodaki gençler konuşmalarda birçok ince espriyi algılayamadı!