- Alooo... - Efendim? - Zor durumdaki işsizlere kredi veriyormuşsunuz diye duydum da... - Evet veriyoruz. Projeniz nedir? - Benim projem bir kaçış projesi... - Anlayamadım. - Projem şöyle. Öncelikle bir araba lazım. Arkasından tekne, ondan sonra da bir miktar para lazım. - Ne yapacaksın bakayım bunları? - "Kaçış projesi" dedim ya abi... - Neden kaçıyorsun kardeşim? - Neden olacak, tabii ki kovalayan alacaklılardan kaçıyorum. - Kaçma bak kredi veriyoruz sana. Evinde bir proje yap gel. - Yahu ne anlamaz insanlarsınız. İşi olmayan, sağa sola borçlanmış, borç gırtlağa dayanmış bir adam evde oturabilir mi ki proje geliştirsin. - Otur kardeşim. Para kazan biraz. - Ne parası kazanayım? Ev mi kaldı? Evsahibi attı sokağa. Benim gibileri ancak kaçmak paklar. Bize kredi vereceğinize iş versenize. İşsize iş bulun. Ayinesi iştir kişinin, devletin verdiğin krediye bakılmaz.
Şöhret gidince...
- Alooo... - Efendim? - Sizi dava ediyorum... - Kimsiniz? - Çiçek ben... Çiçek Badses... - Çiçek Hanım niye dava edecekmişsiniz bizi? - Benim star olmadığımı yazmışsınız. - Yalan mı? - Yalan tabii. Ben assolistim. Gazinolar ayaklarıma kapanıyor. Ekstrelere gidiyorum her gün. - Ekstre kredi kartında olur hanım, o ekstra olacak... - Her neyse... Ben Türkiye'nin en büyük pop starıyım. - Öyle mi? Biz onu Sezen Aksu bilirdik. - Olur mu, ben ondan daha popülerim. - Öyle mi? Peki o zaman bana bir tek klasik eserinizi söyler misiniz? Şöyle unutulmamış bir şarkı... - Telefonda söylemeyeyim. Sesim pek mik-rofonik değil. - Adını söyleyin. Sizin müzik dünyamıza kazandırdığınız bir tek şarkı var mı? - Ay çıkartamıyorum şimdi. - Çıkartamazsın tabii. Ses olmadan ses sanatçısı olunur mu hanımefendi. - Ama ben daha çok gencim... - Müzik yaşa bakmaz. Ruh işidir. İlham işidir. Yorum işidir. - Sen bana müzik dersi mi veriyorsun? - Şişirme şöhret olana dersini vermek bizim işimiz değil, halkımızın işi. Halk herkesi layık olduğu yere koyar...