Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa 07 Aralık 2005

Korkut Özal'ın rabıtası ve gerçekler

Bir süre önce Sayın Korkut Özal'ın, Hürriyet'te, şeyhine rabıtası ile ilgili bir demeci yayımlandı. Ancak, Sayın Özal'ın bu demecinde açıklanması gereken önemli eksikler vardı.
Önce Sayın Özal'ın demecini özetleyelim ve sonra da eksik kalan gerçekleri açıklayalım.

Şeyhine rabıtası
Sayın Korkut Özal, özetle şöyle diyor: "Uçakla Ankara'ya gidiyordum. Uçakta bir sarsıntı oldu. Hemen şeyhim M. Zahit Kotku'ya rabıta yaptım. Sonra Ankara'ya vardım, şeyhimi ziyaret ettim. Şeyhim bana "Nasıl uçakta çok mu sarsıntı oldu?" diye sordu.
Hemen ifade edelim ki Sayın Özal'ın bu beyanında açıklanması gereken çok önemli ve de dini ve sosyal yönden çok tehlikeli konular bulunmaktadır. Özetleyelim:

Nakşilik'te rabıta
Tasavvuf ve tarikatlarda şeyhlerin yani evliyaların tasarruf yetkisi olduğuna inanılır. Buna göre, evliyalar dünyada maddi hayatta tasavvuf etmek, yani idare etmek, yönetmek ve dilediğini yapmak yetkisine sahiptir. Bunu manevi güçleri ile yaparlar. Buna göre bir şeyhe bağlı olan müritler başı sıkıntıya girdiği, darda kaldığı, başına bir bela geldiği zaman, hemen şeyhinden yardım ister ve şeyhinin kendisini kurtaracağına inanır. Şeyhlerin, yüzlerce, binlerce kilometre uzakta olan müridinin yardım isteğini duyma ve ona yardım etme gücüne sahip olduğuna inanılır.
Nakşi tarikatında, darda kalan mürit şeyhine rabıta yaparak yardım ister. Gözünü yumar, şeyhini hayaline getirir ve ondan yardım ister. Buna "rabıta" adı verilir. Kadiri ve Rufaf tarikatında ise doğrudan "Yetiş bana, imdat eyle" yani "Yardım eyle" diye şeyhini çağırır. Buna ise "istimdat" denilir.

Yardım istemiş
Anlaşılan Sayın Korkut Özal uçakta sarsıntıdan korkmuş ve şeyhine rabıta yaparak ondan yardım istemiş, uçağın sarsıntısının durdurulmasını talep etmiş ve şeyhi de Özal'ın yardım talebini bilmiş ve uçağın da sarsıntısını durdurmuş; Özal Ankara'ya geldiği zaman da "Nasıl uçakta çok mu sarsıntı oldu?" diyerek rabıtasından haberi olduğunu ve de uçağın sarsıntısını önlediğini söylemek istemiş.

İslam'a aykırı
Hemen ifade edelim ki Sayın Korkut Özal'ın anlattığı rabıtada, şeyhlerin böyle bir tasarruf yapmak, yüzlerce kilometre uzaktaki müridine yetişip ona yardım etmek, uçağın sarsıntısını durdurmak gibi yetki ve imkanlarının bulunduğuna dair İslam'ın temel kaynağında hiçbir beyan mevcut değildir. Böyle bir inanç, İslam'a aykırıdır, zıttır.
Bir Müslüman'ın gözünü yumarak hayaline getirdiği şeyhinden dilekte bulunması, ondan yardım istemesi, yani rabıta yapması, istimdat eylemesi, asla caiz değildir. Kur'an-ı Kerim bu türlü yakarışları şirk sayar ve şiddetle yasaklar. Her namazda okuduğumuz Fatiha Suresi'nde de "Ancak sana kulluk eder, ancak senden (manevi) yardım isteriz" diye dua ederiz Allah'ın emri olarak.
İslam öncesi Allah'a şirk koşma da, Allah ile aralarına birtakım vasıtalar koyarak, o aracılara yalvarıp yakarmaları, onlardan yardım istemeleri şeklinde oluyordu...
İslam'da, manevi derecesinde ne olduğu bilinmeyen şeyhe rabıta yapıp ondan yardım istemek şöyle dursun, Hz. Peygamber'den bile yardım istenmez. Peygamberimiz'e asla dua edip "Bana şöyle veya böyle yardım eyle" diye yalvarma yapılmaz. Manevi dilek yani dua, sade ve sadece Allah'a yapılır. İslam'ın tevhid inancının tabii gereğidir bu...

Böyle güçleri varsa...
Şeyhlerin ve evliya kabul edilen kimselerin eğer böylesine tasarruf etme, yani dünyada dilediklerini yapma yetkileri varsa, bu büyük bir imkandır. O zaman da bu İslam dünyasının şu perişan ve sefil haline neden son vermiyorlar? Şeyh Kotku'nun Sayın Özal'ın uçağının sarsıntısını durdurma gücü var idiyse, o kadar yüksek bir güce sahip olan rahmetlinin Türkiyemiz'e büyük yardımlar sağlaması, bizi kalkındırması gerekirdi. Fakir ve perişan Müslüman halkımıza böyle bir yardım yapmaya gücü olduğu halde yapmamak, sadece müritlerinin yardımına koşmak, merhametsizlik ve de vicdansızlık sayılmaz mı?

Batıl inançlar
Hayır efendim hayır, bütün bunlar batıl inançlardır. Ve de Allah'a şirk koşma ile eş değerdir. Ve de tam anlamı ile bir sahteciliktir. İnsanlar üzerinde hakimiyet kurmak için bir hileden başka bir şey değildir.
Allah'tan başkasına yakarmak, Allah'ın sıfatlarının o yakarılanda var olduğuna inanıldığı için şirk oluyor. Öyle ya, "Bir şeyh, gecenin karanlığında, binlerce müridini yüzlerce, binlerce kilometre uzaktan kontrol edecek, onların rabıtalarını, yardım dileklerini duyacak, anlayacak ve onlara ayrı ayrı yardım edecek" diye inanılıyor. Bu inanç o şeyhi bir çeşit ilah kabul etmek olmuyor mu? Allah'ın gaipten bilme ve dilediğini yapabilme sıfatlarının şeyhte bulunduğuna inanılmış olmuyor mu?
GÜNCEL
Magazin Magazin tepkisi
Töre ve namus cinayetleri ile kadın ve çocuklara yönelik şiddetin...
Bebeğini dayakla 'sus'turdu
Ölüm-kalım savaşı
4 dakikada 4 bebek
Esrarengiz cinayet
Kardeşlerin kaderi
Siyanür iddiası
SPOR
Amorti Amorti bile yok: 0-2
PSV Eindhoven'a yenilen Sarı-Lacivertliler, UEFA Kupası'na katılma...
Daum depremi
Sadece tecrübe
Taktik tutmadı
Tek seçenek Nihat
Fener'de Semih şoku
Burada mutluyum
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Par. Bul. 17 C,Par. Bul. 11 C
ANKARA - Par. Bul. 13 C,Par. Bul. 2 C
IZMİR - Par. Bul. 19 C,Par. Bul. 9 C
ANTALYA - Par. Bul. 21 C,Par. Bul. 11 C
ADANA - Açık 21 C,Açık 13 C
EKONOMİ
IMKB E: 38.917,820 D:% -0,54
DOLAR S: 1,356 D:% -0,11
EURO S: 1,596 D:% 0,09
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
     
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa
     
     
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu